Makale
Rizede Fıkra Tadında Gerçekler
Oysa Karadenizle ilgili fıkra üretmek gereksiz bir uğraştı. Çünkü hayata hep güzel tarafından bakan Karadenizlinin gündelik yaşamı doğal fıkralarla doludur. Bu amaçla Rize?de ilginç olayları ?Rize?de yaşanmış Fıkra Gibi Olaylar? isimli kitabımda topladım. Hamamizade İhsan?ın 1949 yılında yayınlanan Laf Olsun Diye isimli kitabı bana ışık oldu.
Yaşadığım çevrede yaşanmış fıkra gibi olayları derlerken bir yandan da Evvel zamana dair hatıraları canlı tanıklarından dinleme sansını elde ettim. İlk yazımda biraz hoş şeylerden söz edeyim düşüncesi ile kitabımda yer alan bazı fıkraları sizlerle paylaşıyorum...
Babam Da Dedemden Hatıra İdi
Yılmaz Arayıcı, arkadaşını yazıhanesinde ziyaret eder. Oldukça lüks döşenmiş olan yazıhanenin duvarında bulunan tablo kazayla yere düşer ve kırılır. Yazıhane sahibi:
-Eyvah hatırası vardı, diye yakınır.
Yılmaz Arayıcı da cevabı yapıştırır:
-Babam da dedemden hatıra kalmıştı. Götürürken kimse bana sormadı.
Ä°ÅŸ DeÄŸil FiÅŸ Ä°stedim
Rize TV Haber müdürü Kemal Akçan televizyonundan ayrılmış, yine basın camiasında iş aramaktadır.
Ardeşen?den hemşehrisi olan Çay TV Genel Yayın Yönetmeni Arif Akmermer?e uğrar ve iş ister. Akmermer, kendisine uygun bir işin olmadığını belirtir. Ayrıca birkaç yerde Kemal Akçan benden iş istedi, yardımcı olamadım der. Buu durumu öğrenen Akçan, bir gün Rize Belediye Parkında karşılaştığı Akmermer?e:
-Ben senden iş değil fiş istedim, vergi iadesinde kullanacaktım der.
Köpek Bilmezse...
Ali Sırtlı üniversitede okurken burs alması için kendisine kefil olan armatör Ziya Kalkavan?ın evine gitmesi gerekir. Saat dokuzda gelmesi söylenen Sırtlı eve gelir, ama bahçenin girişinde kocaman bir kangalla karşılaşır. Korktuğu için bir süre içeri giremez. Ziya Kalkavan durumu görünce içeriden seslenir:
-UÅŸaÄŸum nerdesun? Hane dokuzda gelecektun?
-Bey amca ben dokuzda geldim ama bir saattir içeri giremiyorum. Köpek bana havlayıp duruyor.
-Oğlum korkma bi şe etmez. Hem sen bilmeyi misun ki havlayan köpek isirmaz.
-Bey amca ben bilmesine biliyorum da köpek biliyor mu?
Deli Hüseyin
Rize?de bir de Vardallar?ın deli Hüseyin vardı.
Hüseyin?i muayene için Askerlik Şubesine çağırırlar. Soru sorup muayene ederken doktor, Hüseyin?in bir gözünün görmediğini fark eder ve sakat gözünü tutup beni görüyor musun? diye sorar. Hüseyin:
- Görüyorum tabii demiş.
Doktor bu sefer sağlam gözünü tutup, aynı soruyu sorunca, Hüseyin:
- Oy anasini sattuğumun doktori, bir dakkada beni kör etti.
Kırk yılda bir...
Celal Memişoğlu esprili ve renkli kişiliğiyle Rize?nin unutulmaz isimleri arasındaki yerini almıştır. Çok partili dönemin başladığı sıralarda Rize?ye gelen mebuslardan birini karşılamakta biraz heyecanlı ve iltifatta mübalağalı davranır. Mebus:
- Ne bu iltifat? diye sorar. Celal hemen cevabı yapıştırır:
- Nasıl iltifat etmeyelim... Kırk yılda bir geliyorsunuz.
Pazar?i Rezil Etmeyelum
Pazar?ın meşhur delisi Çamlı Hakkı?yı bütün Pazarlılar tanır. Hakkı nasıl olduysa bir gün Ankara?ya gider. Sokakta yatarken onu gören bir Pazarlı:
-Hakkı, sen burada ne yapıyorsun? der ve para vermeye kalkar.
Hakkı başını kaldırır ve kendisini tanıdığını belli etmemesini isteyerek:
-Sus der, Pazar?i rezil etmeyelum.
Valiye OÄŸlum Diyemem
Rize Valisi Fikret Ersanlı ile Ekrem Orhon, vilayet konağından hareket edip Turist Otel?e doğru araba ile yol almaktadırlar. Vali, sürekli Ekrem Orhon?a takılır. Orhon da lafın altında kalmaz, taşı gediğine koyardı. O sıralar Orhon?un evlenme durumu var. Hastahane başhekimi Mazhar Basa da işin içinde. Vali Ersanlı, Orhon?a :
-Yahu Ekrem, bu işin olacağı yok, gel ben sana anamı vereyim de bu iş bitsin, der.
Rahmetli Orhon :
- Anani almam bir şey değil da koskoca valiye nasıl ?Oğlum? diyeceğim, onu hesap ediyorum.
Bu arada rahmetli Seyfi direksiyonu şaşırır ve zılgıtı yer.
Henüz yorum yapılmamış.