Sosyal Medya

Şener?e Saldırının Dayanılmaz Hafifliği

Tam 8 yıl yöneticilik yaptı. Hep de iyi şeylere imza attı. Başkan yardımcılığı görevini üstlendi. Atak, bilgili, karizmatik, sevecendi.



   Adnan SUNGUR      

Tam 8 yıl yöneticilik yaptı. Hep de iyi şeylere imza attı. Başkan yardımcılığı görevini üstlendi. Atak, bilgili, karizmatik, sevecendi. İyi bir proje gördüğünde hemen harekete geçip iş bitiriyordu. Yöneticiliğinin ilk gününden itibaren eli cebinden hiç çıkmadı. Trabzonspor?a para verirken, titremedi. Mehmet Ali Yılmaz?ın siyasete girip, Spordan Sorumlu Devlet Bakanı olmasıyla birlikte başkan vekili oldu. Ardından kongre yapıldı ve başkanlık koltuğunda oturdu. Şenol Güneş-Özkan Sümer-Ahmet Suat Özyazıcı üçlüsünün bir araya gelmesinde önemli rol oynadı. Trabzonspor değerlerini bir araya getirmek için azami gayret gösterdi. Kulübün ekonomisi felç olmuştu. Ama yılgınlığa düşmedi. Mücadele etti.
Şota, Arçil, Nemsadze, Osman, Tolunay, K.Orhan, Saffet, Nihat, Cengiz ve daha nice isimsiz yıldız adayını Trabzonspor?a kazandıran ekibin başındaydı. O kriz günlerinde Trabzonspor kupa şampiyonu oldu. Ligi 3?ncü sırada bitirdi. Artık yükseliş dönemiydi ve belki de takım şampiyon olacaktı. Yani 1996 kadrosunun oluşmasının en önemli mimarlarının başındaydı.
O günün şartlarında tam 8,5 milyon dolar alacaklıydı. Birden ekonomik kriz patladı, o da bu furyadan en çok etkilenenlerden biri oldu.
?Paramı isterim? demedi. İlk yaptığı yönetimini toplamak, ?Sakın birbirinizden kopmayın. Sıkı sıkı sarılın. TMSF mallarıma el koyacak. Ben de alacağımı Trabzonspor?a bağışlıyorum. Aksi takdirde bu kulüp iflas eter? dedi. Ve hem istifasını sundu, hem de basit faiz hesabıyla bugün 40-50 milyon dolar edecek bir parayı gözünü kırpmadan çok sevdiği kulübüne bırakarak gitti. Ve tam 13 yıl köşesine çekildi.
Hiç kimseye çamur atmadı. Kötü yönetimleri bile eleştirmedi. Kavga yaratmadı. Zaman zaman maçlara geldi. Kongrelere katıldı. Bir köşede oturdu, oyunu kullandı ve yine İstanbul?a döndü. Varlığını bile hissettirmek istemedi. Kimseden bir teşekkür bile beklemedi.
Her halde yukarıda sözünü ettiğimiz kişinin Sadri Şener olduğunu anlamışsınızdır.
Ve Sadri Bey, Trabzonspor camiasında çok önemsenen birçok kişinin devreye girmesiyle yeniden kolları sıvadı. ?Camia parçalanıyor. Trabzonspor?un parçalarını yeniden bir araya getirmeni istiyoruz? talebine ?hayır? diyemedi. Yarım kalmış işini sona erdirmek, sonra da camiayı toparlamak için geldi çalışmalara başladı.
Ama öyle bir tablo ile karşılaştı ki, ben utandım, sıkıldım...
Nasıl utanmayayım ki...
Birileri TMSF borçlarını gündeme getirdi. Sanki Sadri Şener, Trabzonspor?u batağa düşürmüştü! Oysa Trabzonspor?da başkan olup da işleri bozulan ve belki de iflas eden tek kişiydi ama asla bu büyük camiaya ihanet etmemiş, arkadan hançerlememişti. Bir kez olsun kötülüğünü düşünmemişti. Kendi evinin telefonlarına haciz konulurken, ?Trabzonspor?dan bana ne?? dememiş, büyük bir servet bağışlamıştı. Ne yazık ki onun bağışlarının KDV?sini dahi kulübe veremeyecekler hiç sıkılmadan TMSF borçlarıyla ağızlarını açmışlardı.
Birileri onun listesini Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Özak?ın yaptığını söyleyerek yıpratmaya çalıştı.
Onları da bu kulübün üyeleri dinliyor, listelerinde yönetici olarak yer alabiliyordu,gazeteler bunları dikkate alabiliyor!
Şener?in listesindeki asbaşkan adayı Hayrettin Hacisalihoğlu, Özak?ın hiç istemediği bir isimdi. Cenker Sağlam, Saner Ayar çiçeği burnunda yeni yönetici adaylarıydı. Necmettin Aytekin hem Şener?in, hem Özak?ın, hem de Mehmet Ali Yılmaz?ın yöneticisiydi. Bahri Köse, Özkan Sümer, Önder Karaduman yine Yılmaz, Özak ve Şener?le çalışmıştı. Önder Bülbüloğlu, Muammer Saka Atay Aktuğ ekibindendi. Mahmut Aksu, Özak?a çok yakın olmasına rağmen Trabzonspor ölçeğinde hep karşısında yer almıştı. Levent Erkuloğlu da hiçbir gruba dahil değildi.
Bir suçlamada bulunurken biraz insaflı olmak gerekmez mi? ?Çamur at izi kalsın? mantığı Trabzonspor?u bitirmedi mi?
Ve Sadri Şener şimdi üzgün, kırgın... Haklı da... Onun gibi bugüne kadar Trabzonspor aracılığıyla statü, servet, siyasi rant elde etmemiş, hatta bu anlamda kulübe çok şey kazandırmış kaç kişi bulabilirsiniz! Trabzonspor?a hiçbir şey vermemiş ama onun ismiyle medyada yer bulanların Şener ve onun gibilere çamur atma hakkı var mı?
Hadi onlar bunu yaptı! Peki Trabzonspor sevdalısı olduğunu ve belki de yaşamasını bu kulübe borçlu tutarlı, duyarlı bir gazetecinin bu suçlamalara vermesi gereken yanıt yokmuydu?
Eğer bizler, Sadri Şener?i mesnetsiz bir şekilde aşağılamaya, suçlamaya çalışanlara gerekli yanıtı veremezsek, Trabzonspor için bundan sonra kim özveride bulunur, kim elini kıpırdatır.
Ya tribünler...
Her önüne gelenin ismini, ?Bilmem kim başkan, Trabzon şampiyon? diye bağırmasına ne demeli. Bu işler bu kadar mı ucuzladı?
Trabzonspor?a servetini ve 15 yılını verenlere en küçük bir saygı belirtisi yok ama kulübü sıçrama aracı olarak görenlere her türlü sevgi var öyle mi?
Ve Trabzonspor?un zirve yapmasını istiyoruz ha!... Değerlerine sahip çıkmayan, tarihinden ders almayan ve o tarih içindeki gerçek pırlantaları alkışlamayanların başarma şansları yoktur.
Bu kafayla Trabzon?da baÅŸaramaz!!!

***---

Bir Pankartın Düşündürdükleri

Trabzonspor-Gaziantepspor maçında tribünlerde Nuri Albayrak?ı destekleyen pankartları gördüğümüzde şaşırmıştık. Çünkü Albayrak?ın başkanlığı süreci içinde onu destekleyen bir tek pankart veya slogan yoktu. Hep tepki ve ?istifa? nidaları yükseliyordu Bordo-Mavililerin futbol oynadığı tüm statlarda... Ama Albayrak?ın artık aday olmayacağını açıklamasıyla birlikte asılan pankartlar kafalarda şüpheler uyandırmıştı.
Hangi dağda kurt ölmüştü!!!
İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında ise bu kez nasıl bir pankartla karşılaşacağımızı merak ediyorduk. Bir de ne görelim. Albayrak?ı destekleyen pankartların asıldığı yerde bu kez, ?Satılık Kalemlere Dikkat!? yazılı bir bez afiş vardı. Bu da şaşırtıcıydı.
Kimdi bu satılık kalemler? Tabii ki aramızda ağababalara mideden bağlı, ahlak kanserine yakalanmış gazeteci yok değil. Hem de azımsanamayacak kadar da çoktur bu sayı... Mesleğin onurunu ayaklar altına almaktan çekinmeyen, çanak yaladığında hiçbir değeri kalmayanlar ne yazık ki saygı görüyor bu meslekte... Onlara lanet okuyarak, geleceğe servet olarak ?onur? bırakarak yürütmeye çalışıyoruz işimizi... Geçmişte gazeteci olarak saygı görürken, uzun süredir onu saygın kılma çabası içindeyiz!
Ve o tribündeki pankartta bahsedilen kalemlerden biri olmadığımı biliyorum!
Çünkü ben o tribünlerden geldim. 10 yaşında maç izlemeye başladım taraftar olarak.
Trabzonsporlu olmanın onurunu yaşadım hep...
Maçlara girmek için parasız bilet almadım. Aldığım biletleri satmadım. Bir grubun adamı olmadım. Sadece Trabzonspor?a destek verdim tribünlerde kendi çapımda. Kazandığında sevinçten gözüme uyku girmezdi geceler boyunca... Kaybedince ağlardım için için... Sonra gazeteciliğe başladım. Taraftarlığımı da bir kenara atmadım. Ama mesleğime saygı sınırları içinde taraftarlığı sürdürebildim.
Tam 25 yıl Trabzon?da sporu yazdım çizdim. Trabzonspor?u izledim, izlemeye de devam ediyorum. Hiçbir yöneticiden ve şahıstan bir reklam talebim olmadı. Yemek isteğinde bulunmadım. Hiç kimseden forma, eşafman almayı, konç bile istemedim bugüne kadar.
Kimsenin parası, dostluğu, sevgi sözcükleri haberime yansımadı. Kızdıklarıma düşmanlık yapmadım. Kalemin onurunu her şeyin üzerinde tutmaya özen gösterdim. Bunun aksini iddia edebilecek bir tek kişi çıkarsa ve bunu ispatlarsa kalemi bırakmaya hazırım.
Diyeceksiniz ki madem bu kadar kendinden eminsin, neden o pankarta taktın...
Taktım çünkü; Avni Aker Tribünleri uzun zamandır beni endişelendiriyor. Bu tribünler bir dönemler saflığın, temizliğin, gerçek taraftarlığın simgesiydi. Kulübünden almaya değil, her şeyini vermeye hazır taraftar yığınlarıyla doluydu eskiden...
Yazık ki, taraftar ismi altında birileri rant elde ediyor uzun yıllardır. Yeteneksiz, birikimsiz, bilgisiz, kişilik ezikliği yaşayan ama para kazanmış yönetici veya yönetici adaylarının oyununa geliyor artık o tribünde oturanların bir bölümü... Birileri sevdiklerine ya da ?ağabey? dediklerine uyarak en büyük aşkları olması gereken Trabzonspor?a zarar veriyor.
Ve gerçek taraftar ile çıkarcı gruplar birbirine karışıyor.
Gencecik insanlar saflıklarına kurban ediliyorlar. Trabzonspor?u aracı yaparak büyük oyunlar oynayanların, küçük figüranları haline geliyorlar.
Artık bunu yapmasınlar, oyuna gelmesinler istiyorum. Biliyorum ki bu genç insanlar aslında Trabzonspor?u seviyorlar. Ama kendi çıkarları uğruna o sevgiliyi öldürmeyi göze alanların beyinlerini okuyamıyorlar.
Ruhlarını teslim almak isteyenlere ?dur? desinler... Bölünmesinler, parçalanmasınlar. Parasız bilet uğruna benliklerini yitirmesinler. Bunu yapabildiklerinde Trabzonspor?un kurtuluşu için ilk meşaleyi onlar yakacaklardır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.