Hidro elektrik santralleri ve çevre
Rize İl Çevre ve Orman Müdürü Sabit Kandemir, hidroelektrik santrallerinin kurulmasıyla ilgili olarak inşaat faaliyetlerini, özellikle kazı ve dolgu çalışmalarının arazinin erozyon etkilerine hassasiyetini arttırdığını söyledi.
Kandemir, gazetecilere yaptığı açıklamada, hidroelektrik santrallerinin ÇED çalışması sırasında projeden kaynaklanan etkilerin belirlenmesinde çevrenin özelliklerinin dikkate alınması gerektiğini belirtti.
Hidroelektrik santrallerinin inşaat aşamasında fiziksel çevre üzerine, su kalitesine ve toprak kalitesine etkisi ve erozyon ve zemin emniyetinin iyi etüt edilmesi gerektiğini vurgulayan Kandemir, ''İnşaat faaliyetleri, özellikle kazı ve dolgu çalışmaları, üst toprağın sıyrılması ve kayaç kazısı arazinin erozyon etkilerine hassasiyetini arttırır. Bunun yanında, inşaat makinelerinden kaynaklanan sızıntı, döküntü, yağ veye kimyasal maddeler toprak kirliliğine ve dolayısıyla toprak kalitesinin düşmesine neden olabilir'' dedi.
İnşaat faaliyetlerinden kaynaklanan toz ve gaz emisyonlarının tahmin edilmesi için hava kalitesi modelleme programlarının kullanılabileceğini kaydeden Kandemir, şunları söyledi:
''İnşaat trafiği ve faaliyetlerinin ortaya çıkartacağı gürültü, çevredeki yerleşimleri rahatsız edebilir. Gürültü seviyelerinin değerlendirilmesi için inşaat faaliyetlerinin gürültü seviyeleri iyi değerlendirilmelidir. Arazinin hazırlanması sırasında gerçekleştirilecek hafriyat çalışmasında meydana gelecek katı atıklar, inşaat artığı malzemeler ve daha sonraki aşamalarda baraj ve birimlerinin faaliyete açılmasına kadar sürdürülecek işler nedeniyle meydana gelecek evsel katı atıklar olumsuz çevresel etkilere sebep vermemeleri için uygun şekilde bertaraf edilmelidir.''
Kandemir, inşaat yapan şirketin dere yatağının su alma yerine doğal hayatın idamesini sağlayacak ve bu kesimde su haklarını karşılayacak miktardaki suyu yatağa bırakmak zorunda olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
''Şirket kuracağı hidroelektrik enerji üretim tesisini şartlara uygun olarak işletmelidir. Üretim tesisinden bırakılan suyun DSİ ve üçüncü şahıslara ait tesislere zarar vermesine yol açacak şekilde işletme şekilleri uygulanamaz. Şirkete ait üretim tesisinin işletiminden kaynaklanacak her türlü hasar ve zararlardan üçüncü şahıslara karşı da şirket sorumlu olacaktır. İşletme aşamasında, mansaba bırakılması öngörülen telafi suyunun belirtilen miktarlarda bırakılıp bırakılmadığı kontrol edilecektir. Bu amaçla bir ölçüm sistemi firma tarafından tesis edilir ve ölçümler denetimlerde sunulmak üzere muhafaza edilir.''
Dilek ASLAN
Karadeniz Gazetesi ve medyakaradeniz.com Rize Temsilcisi
Henüz yorum yapılmamış.