Sosyal Medya

GÃœNCEL

Mimar Sinan’ın Ustalık Eseri: Selimiye Cami

Mimar Sinan’ın II. Selim adına, 1568-1574/1575 arasında yaptığı Edirne Selimiye Cami, mimarisi ve bezemeleriyle Osmanlı-Türk mimarisinin ulaştığı en yüksek düzeyi temsil eder.



Mimar Sinan’ın II. Selim adına, 1568-1574/1575 arasında yaptığı Edirne Selimiye Cami, mimarisi ve bezemeleriyle Osmanlı-Türk mimarisinin ulaÅŸtığı en yüksek düzeyi temsil eder. Yemen ve Kıbrıs’ın fethinin ardından büyük bir cami yaptırmaya niyet eden II. Selim ne yazık ki 7 Aralık 1574’te ölmüÅŸ ve Selimiye’de namaz kılmak ona nasip olmamıştır. Ä°nÅŸası yaklaşık 6 yıl süren cami için Evliya Çelebi’nin aktardıklarına bakılırsa 27.760 kese para harcanmıştır.



Selimiye Cami’nin inÅŸası için neden Ä°stanbul’un deÄŸil de Edirne’nin seçildiÄŸi hakkında bazı rivayetler vardır. II. Selim cami yapımı için önce Ä°stanbul’da uygun arsa arattırmıştır ama kentin siluetine egemen olan en yüksek noktaların hepsi daha önce yaptırılan camilerle dolu için uygun bir alan bulamıştır. Bulunan en uygun yerin Ä°stanbul’un merkezine oldukça uzakta bulunan Yayla Tepesi’nde olması nedeniyle caminin inÅŸası için Edirne’de karar kılmıştır.
 
DiÄŸer bir rivayete göre II. Selim cami için arsa arayışlarını sürdürürken Hz. Muhammed rüyasına girmiÅŸ ve ondan camiyi Edirne’de Kavak Meydanı’nda inÅŸa etmesini istemiÅŸtir.  Ayrıca II. Selim’in Edirne’ye karşı özel bir sevgisi olduÄŸunu anımsatarak Edirne tercihinin bu durumdan etkilendiÄŸini ileri sürenler de bulunur. Ama tarihi açıdan en gerçekçi görünen, II. Selim’in yaptırmak istediÄŸi büyük cami için gerçekten de Ä°stanbul’un merkezinde uygun bir arsa olmamasıdır.
 
Selimiye Cami, külliye ile birlikte 22.202 metrekarelik bir alan üzerine inÅŸa edilmiÅŸtir. Mimar Sinan, “ustalık eserim” dediÄŸi Selimiye Cami’nde kubbeli yapı geleneÄŸini olanaklarının son sınırına ulaÅŸtırmıştır. Merkezi kubbe iç mekâna ve dış görünüÅŸe egemendir. Anıtsal boyutlarda uygulanan sekizgen ÅŸema o güne kadar görülmemiÅŸ bütünlükte, etkileyici bir iç mekânın gerçekleÅŸmesine olanak saÄŸlamıştır. Orta kubbenin örttüÄŸü merkezi hacmin sekizgen planını kareye dönüÅŸtüren yan hacimler, merkezi mekânla mimari açıdan ustalıkla bütünleÅŸtirilmiÅŸtir. Ana kubbe cami alanının sadece yüzde 38,5’ini kapladığı halde hacmin tümü kubbenin altındaymış gibi görünür.
 
Mimar Sinan’ın Ustalık Eserinin Görkemi
 
Edirne’nin en yüksek yerine bir taç gibi yerleÅŸtirilmiÅŸ olan ve Edirne’nin her yerinden görünen Selimiye, uzaktan önce dört minaresiyle göze çarpar. Yapıya yaklaşıldıkça görkemli kubbesi ve kademeler halinde yükselen yapı bütünü görülür. Cephe yukarı doÄŸru kademeli olarak düzenlenmiÅŸtir. Dış görünüÅŸüyle dört katlı bir yapı etkisi uyandıran Selimiye’de aÅŸağıdan yukarıya doÄŸru bir hareketin varlığı hissedilir. Renkli taÅŸlarla süslenmiÅŸ birbirinden farklı açıklıkta kemerler, dışa fırlayan çörtenler cepheye ayrı bir hava kazandırır.
 
Caminin etrafını çevreleyen dış avlu 130×190 m boyutlarında muntazam bir dikdörtgen biçimindedir. Dış avlunun ortasına yerleÅŸtirilen cami, güney cephesinde avlunun iki köÅŸesinde yer alan medrese ve darülhadis, batı cephesinde dış avlu boyunca uzanan arasta gibi yapılarla birlikte bir külliye oluÅŸturmaktadır. Arasta Selimiye’ye gelir saÄŸlamak için III. Murat zamanında mimar Davut AÄŸa’ya yaptırılmıştır.
 
Cami ile iç avlu birbirine bitiÅŸik 60×44 m boyutlarında iki dikdörtgen meydana getirir. Klasik Osmanlı tarzındaki iç avlu, pencere sistemi, revakları, sütun ve kubbeleriyle ilginç bir mimari bütün oluÅŸturur. Avlunun kuzey cephesinde cümle kapısının sağında ve solunda iki kapı birer pencere, yan cephelerde altlı üstlü ikiÅŸer pencere açılmıştır. Yanlarda üçer, arkada beÅŸ, önde üç geniÅŸ iki dar açıklıklı olarak biçimlendirilmiÅŸ revaklar, deÄŸiÅŸik boyutlarda, sekizgen kasnaklar üzerine oturtulmuÅŸ toplam on sekiz kubbeyle örtülüdür. Kıble kapısı önündeki dilimli ve yanlardakilerden daha yüksek kubbe, ana giriÅŸi belirtir. Mukarnaslı konsollara oturtulan bu kubbe, diÄŸer pandandifli kubbelerden iç görünüÅŸü bakımından da farklılık gösterir. Revakları oluÅŸturan sütunların büyük boy olanları granitten, kısa olanları beyaz mermerdendir. Sütun baÅŸlıklarının hepsi mukamaslıdır; sütunlar birbirine son cemaat yerindeki kaÅŸ kemerli dar gözler dışında sivri kemerler vasıtasıyla baÄŸlanmıştır. Bu kemerler iki renkli taÅŸ örgülüdür. BeÅŸ kubbe ile örtülü son cemaat yerinin tabanı iç avlunun tabanından biraz daha yüksek tutulmuÅŸtur. Ä°ç avlunun ortasında yer alan beyaz mermerden yapılmış on altı yüzlü ÅŸadırvan, kemerli ayna taÅŸları, ÅŸebekeli alınlıkları, palmetli frizleri, büyük çanağı ile avluya ayrı bir zarafet katmaktadır.
 
Selimiye Cami’nin içine 3×3,5 metre boyutlarında klasik bir Osmanlı kapısından girilir. Sinan burada da diÄŸer mimari öÄŸelerde kullandığı altın kesimi uygulamıştır. GiriÅŸ kapısı ışık-gölge oyunlarına olanak veren mukamaslı bir niÅŸ içine yerleÅŸtirilmiÅŸ durumdadır. Bu niÅŸin etrafında dikdörtgen bir çerçeve ile üzerinde bir tak yer alır. Kapı çerçevesi üzerinde üç pencere vardır.
 
Edirne Selimiye Camii’nin içi, tamamen merkezi bir düzene göre ÅŸekillendirilmiÅŸtir. Ana mekân içine bir sekizgen çizilmiÅŸ ve bunun köÅŸelerine yerleÅŸtirilen filayaklarını birbirine baÄŸlayan askı kemerlerinin oluÅŸturduÄŸu sekizgen kaide üzerine 31,28 metrelik çapıyla bütün Osmanlı yapıları içinde en büyük örneÄŸi temsil eden kubbe bulunur. Mimar Sinan’ın ölü­münden kısa bir süre önce onun aÄŸzından Sai Mustafa Çelebi’nin kaleme aldığı hayat öyküsünde, Hıristiyanların Müslüman mimarları epeyce zorlamasına vesile olan Ayasofya‘daki kubbenin muazzam orantılarına ulaÅŸtığını, Allah’ın yardımıyla ve padiÅŸahın desteÄŸiyle bunları önemli ölçüde aÅŸtığını övünerek belirtir. Mimari açıdan Selimiye Cami’nin kubbesi bir bakıma Bizans mimarisine verilmiÅŸ bir yanıttır. Aslında, Sinan’ın Ayasofya‘yla çok haşır neÅŸir biri olduÄŸu açıktı; çünkü bin yaşındaki bu Bizans yapısını onarırken, mekansal orantılarını titizlikle incelemiÅŸti.
 
Kubbeyi taşıyan onikigen gövdeli filayakları ince ve zarif bir görünüme sahiptir. Filayakları arasındaki kemerler pencere sıralarıyla doldurulmuÅŸtur. Orta kubbenin yanı sıra mihrap çıkıntısının üstünde de bir yarım kubbe yerleÅŸtirilmiÅŸ durumdadır. Ama bu yarım kubbeler göze batmaz; binaya tam bir merkezi düzen egemendir. Mimarideki bütün hareket, caminin yerden 43,28 metre yükseklikteki ana kubbesi altında toplanmıştır. Selimiye Cami’nin görkemli kubbesi sanki boÅŸlukta yüzer gibidir. Mimar Sinan ustalık eseriyle 300 yıllık Türk mimari birikimini en son ve en yüksek noktasına ulaÅŸtırarak çok büyük bir alanı tek bir örtü sistemi altında toplamayı baÅŸarmıştır.
 
Sekiz ağırlık kulesi, büyük kubbenin yatay kuvvetini karşılamak görevini üstlenir. Tonoz bingili yarım kubbelerin iki yanında yer alan kemerli payandalar da kubbeyi taşıyan filayaklarına yardımcı olur. Sekizgen taşıyıcı sistemi üç yandan saran dikdörtgen ana yapının, köÅŸeleri minare kürsülerine kenetlenmiÅŸ durumdadır.
 
Selimiye Cami’nin üç bölüme ayrılan iki katlı yan galerilerinin altları dışa açılan revaklar içe bakan mahfiller biçiminde deÄŸerlendirilmiÅŸtir. Üç bölüm arasında yer alan içleri merdivenli payanda kulelerinin cepheleri altta mihrabiyeler, üstte pencerelerle, ana yapıya yabancı düÅŸmeyen öÄŸeler haline getirilmiÅŸtir. Caminin pencereleri dört kademe olarak düzenlenmiÅŸtir: zemin kat pencereleri; galeri pencereleri, eksedra pencereleri ve kubbe kasnağı pencereleri. Kullanılan, pencereyle olaÄŸanüstü ferah ve aydınlık bir iç mekan elde edilmiÅŸtir.
 
Selimiye Cami’nin mihrabı beyaz mermerden yapılmıştır. Minber, mihrap duvarına bitiÅŸik olan payelerden saÄŸdakinin önüne yerleÅŸtirilmiÅŸ: ahÅŸap külahı yeÅŸil renkte ve altın yaldızlıdır. Sol ön köÅŸede, dört sütun üzerinde yükselen hünkar mahfili, caminin içine doÄŸru çıkıntı oluÅŸturur. Vitray ÅŸebekeli pencerelerine çinilerden yansıyan ışık, tahta bir kafesle camiden ayrılan mahfile bir saray odası görünümü kazandırmaktadır. Yan cephelerdeki duvarların galeri olarak açılmış üst katları taşıyıcı sütunlara gerek olmaksızın kadınlar mahfili olarak deÄŸerlendirilmiÅŸtir. Büyük kubbenin merkezinde yer alan müezzin mahfili on iki mermer ayaÄŸa oturmuÅŸ durumdadır. Altında küçük ve zarif bir ÅŸadırvan vardır. Ayaklardan biri kalın ve içi merdivenlidir. Caminin ana mekânının dört köÅŸesinde yer alan 70,89 metre yüksekliÄŸinde minareler yivli ve her biri üçer ÅŸerefelidir. Selimiye Cami’nin minareleri bu yükseklikle, ana gövdeye bitiÅŸik dört minaresi 99 metre, son cemaat mahallinde iki minaresi ise 75 metre olan Adana Sabancı Merkez Cami açılana kadar Türkiye’nin en yüksek minaresi unvanını yüzyıllar boyunca korumuÅŸtur. Mihrap yönündeki minarelerde ÅŸerefeye ayrı merdivenlerden çıkılır. Selimiye’de minareler, caminin kütlesine göre ince ve çok yüksek görünür.
 
Selimiye Cami Süslemeleri
Osmanlı mimarisinin genel ilkelerine göre iç mekân hiçbir zaman süslemeyle boÄŸulmaz. Mimar Sinan’ın temel yaklaşımı da camiyi yapıyı süsten arındırarak gerçek mimari ve konstrüksiyonun daha iyi kavranmasını saÄŸlamaktır.
 
Selimiye Camii’nin çini süslemeleri XVI. yy Ä°znik çiniciliÄŸinin teknik, kalite ve motifleri bakımından en seçkin örnekleridir. Sır altı tekniÄŸiyle üretilmiÅŸ olan çinilerin sır tabakası ince, parlak ve nettir. Mercan kırmızısı, açık maviden laciverte kadar mavi tonları, beyaz, canlı yeÅŸil ve kahverengi en çok kullanılan renklerdir. Mihrap duvarlarında, hünkâr mahfilinde, minberde, doÄŸu-batı duvarlarının pencere alınlıklarında ve kemerlerde yoÄŸunlaÅŸan çini süslemelere natüralist çiçek motiflerinin oluÅŸturduÄŸu desenler egemendir. Mihrap niÅŸi duvarları zeminden ikinci kat pencerelerin alt kenarına kadar büyük çini panolarla kaplanmıştır. Renk ve kompozisyon özellikleriyle ilgi çeken bu panolar geniÅŸ bir ayet bordürüyle çevrelenmiÅŸtir.
 
Hünkâr mahfilindeki büyük çini panoda çiçekli bir erik aÄŸacı kompozisyonu yer alır. Beyaz zemin üzerine natüralist bir üslupla yerleÅŸtirilen aÄŸacın kahverengi gövdesi siyah kon-turlarla belirtilmiÅŸtir.
 
Erik aÄŸaçlı büyük panonun altında yer alan elma aÄŸaçlı pano da natüralist üsluptadır. Yapraklar yeÅŸil, elmalar mercan kırmızısı, aÄŸacın gövdesi kahverengidir. Hünkâr mahfilinin mihrabı etrafında yer alan çiniler de göz okÅŸayıcıdır. Soldaki panodaki üç büyük lalenin ikisi mavi, biri mercan kırmızısıdır. Selimiye Cami çinilerinde, Türk-Ä°slam inanışında çok önemli anlamı bulunan lale motifinin 101 farklı türü kullanılmıştır.
 
Müezzinler mahfilinin kuzeydoÄŸu yönünde; köÅŸedeki mermer ayağında bulunan ters lale motifi halk arasındaki inanışa göre Selimiye Cami’nin üzerine inÅŸa edildiÄŸi arsanın sahibinin caminin inÅŸası sırasında çıkardığı güçlükleri ve ters tutumunu simgelemektedir. Kimilerine göre ise ters lale motifi caminin yapımında çalışan kör bir ustanın elinden çıkmadır. Yine baÅŸka bir rivayete göre ters lale motifi, Mimar Sinan kızı Fatma hasta olduÄŸu dönemde camiyle tam olarak ilgilenemediÄŸi bir sırada kalfalardan biri tarafından yapılmıştır.
 
Son cemaat yeri pencere alınlıklarındaki çini olarak yazılmış lacivert zemin üzerine beyaz nesih yazılar, aynı özellikte bordürlerle çevrilidir.
 
Kubbe ve kemerlerde yer alan kalem iÅŸlerinin hemen hepsi onarım görmüÅŸtür. Kubbe nakışları da bozulmuÅŸtur. Kubbe ortasındaki kalem iÅŸleri kırmızı ve yeÅŸil renkte çiçeklerden oluÅŸur. Etrafındaki yazıyı çevreleyen ince bordür yıldız biçiminde çiçekler, rozetler, yapraklarla birbirine baÄŸlanmıştır. Çiçekler beyaz üzerine turuncu, yapraklar yeÅŸildir. Bunu çevreleyen daha ince bordür siyah üzerine beyaz ÅŸekillerden oluÅŸur.
 
Mihrap yarım kubbesindeki, sonradan tazelenmiÅŸ kalem iÅŸlerinde kubbedeki süslemeler tekrarlanır. Kırmızı ve yeÅŸil zemin üzerine kanatlı rumiler, aynı eksen üzerinde kartuÅŸlar meydana getirir. Bunların içinden çıkan dallar birleÅŸerek ortada baklava motifini oluÅŸturur; etrafını stilize palmetlerle bir bordür dolanır. Hünkâr mahfilinin alt kısmındaki tavanda yer alan kalem iÅŸleri bordür kartuÅŸlar içinde kanatlı rumi desenleriyle XVI. yy. cilt kapaklarını andırır. KartuÅŸların içi kırmızı, dışı yeÅŸildir. Hünkâr mahfili karşısında kütüphanenin alçı tavanında kuzey-doÄŸu kapısının dışında madalyon desenli özgün kalem iÅŸleri vardır. Malakâri tekniÄŸinde yapılmış pencere alınlıkları beyaz üzerine kırmızı renkte geometrik desenlerle süslenmiÅŸtir.
 
Müezzin mahfilinin ahÅŸap tavanının yalnız bordürlerinde ve dışında kalan kalem iÅŸleri özgün biçimlerine uygun olarak onarılmıştır.
 
Mihrap içindeki pencerenin tavanındaki kalem iÅŸleri de altın yaldızlıdır. Müezzin mahfili merdiveni altındaki süslemeye çok benzer. Minber külahında yeÅŸil, beyaz renklerde yaprakların oluÅŸturduÄŸu baklavalar yeÅŸil yapraklar içinde beyaz, beyaz yapraklar içinde yeÅŸil çiçeklerle bezenmiÅŸtir.
 
Caminin klasik üsluptaki mihrap ve minberi mermer oymacılığının en güzel örneklerindendir. Pencere ve kapı kanatlarında, hünkâr mahfilinde, ahÅŸap ve sedefkâri iÅŸçiliÄŸinin gerçekten de en yetkin örnekleri bulunmaktadır.
 
SERENTÄ°

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.