Sosyal Medya

POLÄ°TÄ°KA

Kılıçdaroğlu demokrasi paketini yorumladı

Kemal Kılıçdaroğlu, dün açıklanan paketle ilgili önemli açıklamalar yaptı.



KılıçdaroÄŸlu ErdoÄŸan'ın açıkladığı demokrasi paketiyle ilgili deÄŸerlendirmelerde bulundu. Ä°ÅŸte KılıçdaroÄŸlu'nun konuÅŸmasından satırbaÅŸları:

Az önce Sincan Cezaevi'nden geldim. Bir milletvekilimizi hapiste ziyaret ederek demokrasimizin ne durumda olduÄŸunu tüm dünyaya göstermek istedim. Cumhuriyeti kimse bize altın tepsi içinde sunmadı. Egemenlik kayıtsız ÅŸartsız milletindir dedik gereÄŸini yaptık.

Halkın siyaseti öznesi haline getirdik. Medeni kanundan ceza hukukuna kadar büyük devrimler yaptık. Kadın haklarını önce biz tanıdık.

Bu adımların tamamı dünya tarihinde eÅŸi benzeri olmayan adımlardı. Bu adımları atamayan OrtadoÄŸu ülkelerinin içler acısı halini götürüyoruz. Biz bu adımları attığımız için bu bölgenin örnek ülkesiyiz. Mustafa Kemal ve arkadaÅŸlarını ÅŸükranla yaÄŸdediyorum.

Çok partili seçim sistemiyle egemenlik millete devredildi. Onlar bu vaadi yerine getirdiler. Bu devrimin altında imzası olan Ä°smet Ä°nönü'yü rahmet anıyorum. Bir çokları ellerinde iktidarı asla devretmek istemezken o gücü halka ve halkın seçtiklerine devretti. Bu süreçte bir sarkaç gibi antidemokratik uygulamalar ile demokrasi talepleri birlikte yürüdü. Ancak tarihe baktığımızda ÅŸunu görürüz. Kazanan hep demokrasi özgürlük ve adalet oldu. Halkımız hep demokrasiden yana tavır aldı. Biz dünyada ne varsa Türkiye de ona layıktır dedik.

1970'lerde üçüncü büyük devrim gerçekleÅŸti. Sendikal hakları getirdik. Çalışma hayatını yeniden düzenledik. Grev ve lokavt hakları tanındı. Emekçinin hakkını teslim ettik. Buradan bu büyük devrime imza atan Bülent Eceviti de rahmetle anıyorum. KaraoÄŸlan efsanesi halkın kalbinde doÄŸdu. Ä°nsanı yaÅŸatan insana deÄŸer veren onlardı. Bu devrimler öyle köklü devrimlerdi ki darbeler bile silemedi. Bugün biz cumhuriyetin olmadığı bir Türkiye'yi asla düÅŸünemeyiz. Çok partili yaÅŸamın olmadığı bir Türkiye'yi emeÄŸin hakkının korunmadığı bir Türkiye'yi asla kabul edemeyiz.

Elbette her zaman sorunlar oldu. Bu sorunları da bu anlayışla aÅŸtık ve aÅŸmaya çalışacağız. Çok açık bir ÅŸekilde söylüyorum: Türkiye'nin demokratikleÅŸme tarihi dün baÅŸlamadı. Bu 90 yıllık bir tarihtir. Daha fazla demokrasi ve daha fazla özgürlük için çok bedeller ödendi. Bu bedelleri yok saymak kimsenin haddine deÄŸildir. 90 yılın içinde iÅŸkence gören gençler var... DüüÅŸünceleri yüzünden hapis yatan Nazım Hikmetler, Ahmet Arifler var... UÄŸur Mumcular.. Ruhi Su'lar var... Bu mücadele için bedel ödeyen herkesi saygıyla anıyorum.

Peki son 11 yılda ne oldu? Bugün geldiÄŸimiz nokta Türkiye'nin hakkettiÄŸi bir nokta deÄŸil. DemokratikleÅŸme ve özgürlük için atılması gereken adımları atmadık. Ne yazık ki AKP döneminde Türkiye bütün demokratikleÅŸme sıralamalarında geride kaldı zemin kaybetti. ÖrneÄŸin BM tarafından açıklanan insani geliÅŸmiÅŸlik sıralamasında 2002'de Türkiye 85. sıradaydı. Bugün 90. sıradayız. BeÅŸ sıra geriledik. 11 yıla raÄŸmen demokrasi endeksinde Türkiye halen hibrid demokrasi olarak görülüyor. Yani melez demokrasi olarak tanımlanıyoruz. Özgürlük endeksine göre Türkiye yarı özgür kabul ediliyor. Sınır tanımayan gazeteciler tarafından basın özgürlüÄŸü endeksine göre 99. sıradaydık bugün 154. sıraya geriledik. Uluslar arası basın kuruluÅŸlarına göre Türkiye dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi. Bu da baÅŸka bir acı gerçek. 2002 yılında Türkiye'de tutuklu milletvekili yoktu. Bugün 7 milletvekili ve yüzlerce yönetici hapiste. Kendine dokunan birÅŸey oldu mu hemen milli irade diyorsun. Peki bunları seçenleri neden milli irade saymıyorsun?

2002'de cezaevlerinde 59 bin vatandaÅŸ vardı. Hükümet ÅŸimdi yeni cezaevleri inÅŸasına baÅŸladı. Adalet Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre 2776 öÄŸrenci hapiste. PuÅŸi takan çocuklar hapsedildi. Parasız eÄŸitim isteyen gençler hapiste. Son 10 yılda Türkiye'de tam 121 faili meçhul cinayet yaÅŸandı. Hrant Dink'in gerçek katilleri bulunamadı. SorumluluÄŸu olan kamu görevlilerinin tamamı terfi aldı. Birisi de önce milletvekili sonra bakan oldu. Faili meçhul cinayetler devlet korumasına alındı. Burada Ali Ä°smail Korkmaz'ı Ethem Sarısülük'ü Ahmet Atakan'ı Abdullah Cömerti ve diÄŸerlerini rahmetle anıyorum. Başına isabet eden biber gazı fiÅŸeÄŸiyle vefat eden 18 aylık Mehmet'i de rahmetle anıyorum.

5600'den fazla iÅŸkence vakası yaÅŸandı. Küçücük çocukların ırzına geçildi. Daha vahimi bu dönemde yargı bağımsızlığını tümüyle yitirdik. Tam olarak iktidara baÄŸlı bir yargı oluÅŸtu. Deniz Feneri davasında sanıklar korundu kollandı. Cezalandırılanlar yolsuzluÄŸu soruÅŸturan savcılar oldu. Yargı bağımsızlığının nasıl bittiÄŸini gösteren tipik bir örnektir.

11 yılda Türkiye demokrasisi büyük bir erezyon yaÅŸadı. Demokrasi kültürümüz darbe dönemleri kadar ağır tahribata uÄŸradı. Darbeden daha ağır demokrasi tahrip edildi. Ortak akıl ve saÄŸduyu gibi deÄŸerler yok sayıldı. Son 11 yılda Türkiye'de çok büyük bir demokrasi açığı oluÅŸtu. Bütün bunları topluma ileri demokrasi diye yutturmaya çalıştılar. Herkese soruyorum açıklanan bu sözde demokrasi paketinde bu yaraya bu paket derman olur mu? Bu paket bu açığı kapatır mı? Bu paket bu açığı kapatmaz. Bu paket bu yaraya derman olmaz. Çünkü demokrasi konusunda samimi deÄŸiller. Türkiye'de çok ciddi bir çaÄŸdaÅŸ iktidar açığı var. Türkiye kendisine yakışan demokratik olgunlukta bir iktidara sahip deÄŸil: Türkiye'nin temel sorunu budur. Paketin yapılış biçimine bakalım. Sözde paket açıklıyorsunuz... Bazı medya organlarına sansür uyguluyorsunuz. OHAL yönetimi gibi. Paketi açıklayış tavrına bakın. Salona giriÅŸine bakın. Kenan Evren nasıl açıklıyorsa aynı model üzerinden kendisi de açıklıyor. KarşılaÅŸtırın ikisini. Birinin apoletleri var diÄŸerinin yok. Bu paketin hazırlanış biçimi bile demokrasiye aykırıdır. Demokrasi demek açıklık ÅŸeffaflık ve hesap vermek demek. Bu paket hazırlanırken bu en temel ilkeler ayaklar altına alındı. Kapalı kapılar ardından toplumun bütün unsurları hatta kabine üyeleeri bile dışarda bırakıldı. Sayın ErdoÄŸan sözde paket ile Kamu GüvenliÄŸi MüsteÅŸarlığına teÅŸekkür ediyor. Bu teÅŸekkür bile paketi çok iyi açıklıyor.

Paketi açıklarken ta 27 mayısa kadar gidiyorsunuz. Ama 12 Eylülden bahsetmiyorsunuz. Darbe hukukuna sahip mi çıkıyorsunuz. Bu paketteki bir çok noktayı biz daha önce söylemiÅŸtik. Seçim barajı düÅŸsün dedik, milli iradenin önündeki engel kalksın dedik. TBMM'ye teklif verdik. Reddeden kimdi AKP... Dil yasaklarını kaldıralım dedik. Kanun teklifi verdik. Onu da AKP kabul etmedi. Partilere aldıkları oy oranlarına göre hazineden yardım için teklif verdik. Bu da reddedildi. Nefret suçları para cezasına dönüÅŸmesin zaman aşımı olmasın diye teklif verdik. O da reddedildi. Yasaksız bir toplantı ve gösteri yasası teklif ettik. AKP bunu da reddetti. Åžimdi kiÅŸisel verilerin korunması diyorlar. Yasadışı dinlemeleri engellemek istedik buna da geçit vermediler. Herkes elini vicdanına koysun. Bunların hepsini reddeden bir parti demokrat olabilir mi? Böyle bir zihniyetten adalet demokrasi özgürlük çıkar mı?

Bugün karşımıza getirdiklerinin önemli bir kısmı bizim önerdiklerimizin kötü bir kopyası. Kopyalamayı bile beceremiyorlar. Çünkü elleri demokrasiye alışık deÄŸil. Bugün en statükocu parti AKP'dir. DeÄŸiÅŸime en kapalı parti AKP'dir. Lider sultasının en yoÄŸun yaÅŸandığı parti AKP'dir. Devlet de benim Türkiye de benim diyor. En ufak itirazı baÅŸkaldırı sayıyorlar. Türk demokrasisinin önündeki engel AKP'nin ta kendisidir.

Biz sadece bunları önermedik... Biz rengarenk bir demokrasi için önemli adımlar attık. Üstelik biz bu çabamızı özgürlük manifestosuyla herkese duyurduk. Kanun teklifi olarak verdik. Darbe anayasası istemiyoruz dedik. Yepyeni bir anayasa istiyoruz dedik. Ama AKP komisyona her seferinde yeni sistem önerisiyle geldi. BaÅŸkanlık olsun ÅŸu olsun bu olsun. Ve çalışmaları tıkadı. Çekin diyoruz öneriyi, hayır diyorlar. Masadan kaçacak ama fırsat kolluyor. Siyasi partiler yasası... Daha demokratik olsun lider sultası bitsin dedik. Milletveilleri özgür olsun dedik. Parlamentoda oy kullanırken sultan liderin aÄŸzına bakmasın dedik. Reddedildi bu teklifimiz...

Din ve vicdan özgürlüÄŸü en temel hak... Bir insanın diniyle vicdanıyla devlet kavga eder mi? Neyin ibadet olup olmadığına devlet karar verebilir mi? Cemevleri de ibadethane olsun dedik kabul edilmedi. Basın özgürlüÄŸü dedik.. Kalemi olmayan basın tutsaktır dedik. Basın özgür deÄŸilse demokrasi yoktur. Basını özgür olmayan halkın gözü görmez olur. Basın özgürlüÄŸünü geniÅŸletmek için yasa teklifi verdik. AKP bunu da reddetti. Furkanlar Ferhatlar Cihanlar hapiste deÄŸil okulda olsun dedik. Onların yeri hapishane dediler. Uludere katliamının aydınlatılması için çaba harcadık. Örttüler. Örten adam ÅŸimdi bize demokrasi dersi veriyor. Milli irade tutuklanmasın dedik. Hapiste vekil olmasın dedik. Bunlar seçilebilir demiÅŸ millet ama bu da kabul görmedi. DGM postu giymiÅŸ Özel yetkili mahkemeler kaldırılmalı dedik. Hayır dediler. Adlarını deÄŸiÅŸtireceÄŸiz iÅŸlevi aynı kalacak dediler.

YÖK'ü kaldıralım dedik. Üniversiteler özgür olsun dedik. AKP buna da karşı çıktı. Mayınlı arazileri kaldıralım dedik, Diyarbakır cezaevini müze yapalım dedik. Bunlar da reddedildi. Åžimdi bütün Türkiye'ye soruyorum... Bizim önerilierimiz mi AKP'nin önerileri mi Türkiye'ye demokrasi getirir? Muhalefet mi görevini yapmıyor yoksa iktidar mı? Türkiye'de görevini ihmal eden bir iktidar var. Demokratik seçim sistemi siyasal partiler yasasına sahip olmayan bir ülke demokratik olamaz.

Karşımızda bütün dünyanın diktatör olarak tescillediÄŸi bir baÅŸbakanın hazırladığı bir demokrasi paketi var. AB raporlarında Türkiye'nin atması gereken adımlar sayıldı. Anti demorkatik uygulamalar sayıldı. BaÅŸbakan bunu görmedi. ABD'de kendisine bir kitap hediye ettiler. Neydi o kitabın adı Diktatörün Psikolojisi... O mesajı da anlamadı. BaÅŸbakan hala Türkiye'nin beklentilerini anlamamıştır. Temel sorun alanlarından kaçmış toplumsal baskıları savuÅŸturmak için de bu paketi önümüze getirmiÅŸtir. Temel sorunlara hiç bir cevap yok. Toplumun çoktan aÅŸtığı WXQ harfleri gibi düzenlemeleri demokrasi açılımları ile halkı kandıramazsınız. Klavyeye deÄŸil klavyeyi kullanana özgürlük getireceksinzi. Bir üniversitenin adını deÄŸiÅŸtirerek yapısal sorunları mı çözeceksiniz? Bir üniversitenin 2 saatte açabileceÄŸi bir enstitünün hükümet tarafından devrim gibi lanse edilmesi utanılacak bir ÅŸeydir. Hangi ülkede hükümetler üniversitelere hangi konuda kürsü açacaklarını söyleyebilir?

Temel bir sorunumuz var. Sivil toplum gösterilerinin korku yüzünde televizyona gelmemesi nedir? Korkunun egemen olduÄŸu bir ülkede hangi demokrasiden bahsedeceksiniz? Bu gençler demokrasi derken siz penguen dizileri koyarsanız hangi demokrasiden bahsdeceksiniz? Seçim sisteminde demokrasi öngörülüyor. Dar bölge daraltılmış bölgeden söz ediliyor. Sorun bu deÄŸil, sorun 12 Eylül döneminde Kenan Evren ve arkadaÅŸlarının getirdiÄŸi yüzde 10 seçim barajıdır. YüreÄŸin varsa gerçekten milli irade tam yansısın diyorsan getir yüzde 10'u indir yüzde 3'e. Yardım için 3 diyorsun.. Yap 3... Millet laf dinlemekten bıktı. Getirirsin yüzde 3'ü hep birlikte parlamentodan geçiririz.

Halk devleti denetler. Bu pakette halkın devleti denetleyebileceÄŸine iliÅŸkin bir düzenleme var mı? Yok. Peki ne var? Halka diyor ki siz beni denetlemeyin ama birbirinizi denetleyin. Bu demokrasi anlayışı topluma dikte ettiriliyor. Devleti demokratikleÅŸtirmeden demokrasi gelmez. Önce devleti demokratikleÅŸtireceksiniz. Vatandaşın devletin baskısını hiç hissetmemesi çaÄŸdaÅŸ demokrasidir. Sokakta en az polisin bulunduÄŸu devlet demokratiktir. Adım başı polis toma gaz cop ile demokrasi olmaz. Türkiye'nin sorunları makyajla çözülmez. Bu basiretsizliktir. Paketçik ile bu ülkenin sorunlarını çözemezsiniz. Türkiye'nin kapsamlı bütüncül bir pakete ihtiyacı var. Bütün sorunları kapsamak durumundadır. Diktatör lutfetmiÅŸ demokrasi paketi hazırlamış. Benim istediÄŸim kadar demokrasi diyor. Aklıma bir dönemin Ankara valisi geldi. O vali demiÅŸti ki Komünizm gerekiyorsa onu da biz getiririz demiÅŸti. Aynı ÅŸey bu hükümet için de geçerlidir. Bir farkı yok.

Gelen paket çoÄŸunlukçu otoriter rejimi pekiÅŸtirmekten baÅŸka bir iÅŸe yaramamaktadır.

Paketin açıklanmasından sonra televizyonu izledim. Kendini aydın sanan bir çok kiÅŸi çıktılar.. Benim baÅŸka bir aydın tanımım var. Aydın daha çok demokrasi isteyendir. Hükümeti bu nedenle korkusuzca eleÅŸtiren ve bedel ödemekten korkmayan kiÅŸidir.

Daha düne kadar akreditasyon yüzünden belli yerlere alınmayan aydınlar ÅŸimdi neden bu uygulamaya itiraz etmiyor. Hükümeti yere göÄŸe sığdıramayanlara sormak lazım. YÖK aynen duruyor neden eleÅŸtirmiyorsunuz? ÇaÄŸdaÅŸ demokrasinin olmazsa olmazı olan sayıştay fiilen laÄŸvedildi. Neden konuÅŸmuyorsunuz? HÜkümetin el koyduÄŸu bir gazeteden sabah akÅŸam muhalefet aleyhine yazı yazıyorlar. Bunun demokrasi ile ne alakası var. Bugün Türkiye fiilen merkezi yönetimi güçlü bir Türkiye'dir. Ä°haleden herÅŸeye bir kiÅŸi karar veriyor. PadiÅŸahta bile bu kadar yetki yok. Siz de buna demokrasi diyorsunuz. Bu ülkeye gelecek demokrasi için atılacak her adım için topluma söz veriyoruz. Özgürlük ve demokrasiyi getirin sonuna kadar destek veririz. ÇaÄŸdaÅŸ bir demokraside ne varsa bizim ülkemizde de olsun. Üçüncü sınıf demokrasi ve özgürlük istemiyoruz. Birilerinin arzu ettiÄŸi kadar demokrasi ve özgürlük istemiyoruz. ÇaÄŸdaÅŸ bir ülkede bir insana saÄŸlanan demokrasi neyse bizim ülkemizde de bunu istiyoruz. CHP olarak çok partili yaÅŸamı bu ülkeye getiren parti olarak demokrasi konusunda atılacak her adıma destek vereceÄŸiz. Bu bizim halka sözümüzdür. Biz niyetimizi açıkladık. Partinin giriÅŸine yazdık. Gazetelere ilan verdik. Biz kapalı kapılar ardından pazarlık yapan bir parti deÄŸiliz. Çünkü demokrasi ve özgürlük kapalı kapılar ardında belirlenmez.  

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.