Sosyal Medya

SPOR

Trabzonspor ve Baskı

Trabzonspor ne zaman başarı kavramına yaklaşacak olsa gerek iç gerekse dış kaynaklı bir şeyler oluyor ve bu iki kavram birbirinden uzaklaşıyor.



Trabzonspor ne zaman başarı kavramına yaklaşacak olsa gerek iç gerekse dış kaynaklı bir şeyler oluyor ve bu iki kavram birbirinden uzaklaşıyor. Bir şeyler olsun ya da olmasın, ortada sürekli dolaşan bir "baskı" hayaleti var. Trabzonspor takımı oyuncularının şampiyonluk baskısını kaldıramadıkları ve bu yüzden performans düşüklüğü gösterdikleri sürekli dile getirilir.

Soğuk savaşın en keskin yıllarında iki ülke takımı arasında bir milli maç oynanmış. Galiba Yugoslavya ile Sovyetler Birliği arasında olacak. Emin değilim. Maçtan önce Yugoslav devlet başkanı ya da başbakanı, teknik direktöre bir mesaj gönderiyor ve bu maçı kazanmak zorunda olduklarını söylüyor. Teknik direktör de bu mesajı soyunma odasında futbolculara aynen iletiyor. Takım sahaya çıkıyor ama kaskatı. İlk yarı 0-0 bitiyor. Devre arasında teknik direktör futbolculara ?öyle bir şey yok, ben uydurdum? diyor ve ikinci yarı attıkları gollerle maçı 2-0 kazanıyorlar. Kazanamasalar o günün şartlarında başlarına kötü şeylere gelecekti kuvvetle muhtemel.

Bu baskı mazereti günümüzde geçerliliğini yitirmiştir, kimse kusura bakmasın. Ne olacak şampiyon olmazlarsa, linç mi edilecek futbolcular? Kurşuna mı dizilecekler? Bir daha transfer mransfer olamayacaklar mı? Futbol hayatları mı bitecek? Açlıktan ölecekler mi? Süper Lig?de en düşük transfer ücreti kaç paradır bugün? Bu baskı denen şey, başkanı soyunma odalarında terör estiren kulüplerde neden görünmüyor da hep Trabzonspor?un başına musallat oluyor?

Efendiler, biz bıktık artık bu mazeretleri dinlemekten. ?Trabzonspor?un şampiyonluğunu istemeyen güçler? tavır değiştirip, ?canım, bir kere de şampiyon olsunlar, değişiklik olur? diyecek değiller. Onlar hep böyle ve böyle kalacaklar. Federasyonu etkileyecekler, hakemlere ?hareket? yapacaklar, zaten ellerinin altında olan medyayı alabildiğine kullanacaklar. Hassas yerlerimizi iyi bildiklerinden gıdıklayacaklar, pardon irdeleyecekler. Eğer şampiyon olmak istiyorsak bunlara rağmen olacağız. Başka şansımız yok.

Bu sene de Ali Cengiz oyunlarıyla şampiyonluğumuz engellenirse bu ilk kez mi olacak? Hayır. Hâttâ 96?dan da önce çalınan şampiyonluklarımız var bizim. Pekâlâ, biz ne yapmışız bunca senedir bu engelleri aşmak için? Federasyon, hakemler, medya, sermaye? Kapılarında ?Trabzon(spor)lular giremez? yazmıyor buraların.

Parreira?nın ?Trabzonspor hakemler tarafından kollanıyor? lafıyla Aykut Kocaman?ın ?irdelenmeli? lafı arasında, Türkiye?nin itilmişi pozisyonunda olan bir siyasi akım, üzerinden geçen post modern darbeden sonra medyasıyla, sermayesiyle, misyonuyla, vizyonuyla iktidara geldi bugün. Yakın zamanda gideceğe de benzemiyor. Ama Trabzonspor iki laf arasında hiçbir mesafe kat edemedi ne yazık ki. İkisinde de aynı şekilde kimyası bozuldu.

Burası Orta doğu. Ligimiz de Türkiye Süper Ligi. Burada centilmenlik, çelebilik, nezaket ikinci planda. Burada itiş kakış var, hır gür var, af buyrun cazgırlık var. Futbolda da nizami şarj var, illâ da faullü oynamak istemiyorsanız. Hiç değilse size omuz vurma niyetiyle yaklaşana karşı destek ayağınızı yere sağlam basacak ve şarja şarjla karşılık vereceksiniz. Yoksa son dört senede iki defa son derece dramatik şekilde şampiyonluğu kaybeden bir takım fersah fersah geriden gelip şampiyon olur, siz de 96?ya ağlamaya devam edersiniz.

Evet? Federasyon, hakemler, medya ve sermaye. İşte anahtar kelimeler bunlar? Bugünden tezi yok çalışmaya başlayalım ve 20-30 sene sonra da aynı türküleri söyleyip, aynı şeylere ağlamayalım. Sadece İstanbul değil artık rakip. Anadolu?da başka güç merkezleri oluşuyor ve onların da futbolda ses getirmeleri fazla uzak değildir. Bir yere yazın isterseniz.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.