Sosyal Medya

EKONOMÄ°

Görünmeyen Risk Ve Tehlikeler Var!

TEMA Vakfı?nda yaptığı çalışmalar ile tanınan Yrd. Doç. Dr. Coşkun Erüz HES?lerin doğaya zarar vermemesi için gereken önlemlerin alınması gerektiğini söyledi.



Geçen yıl yapılan Doğu Karadeniz Çevre Platformu Birlikteliği panelinin sonuç bildirgesinde, Doğu Karadeniz Bölgesi`ndeki hidroelektrik santrallerinin 2023`te ihtiyaca cevap vermeyecek konumda olacağına dikkat çekilerek yenilenebilir enerjiye ağırlık verilmesi gerektiği belirtilmişti. Ülkenin enerji ihtiyacının karşılanması ve bu konuda dışa bağımlılığın azaltılmasının acil ve çözülmesi gereken bir sorun olduğu belirtilen sonuç bildirgesinde, doğayı gözetmeden sadece en kısa sürede enerji üretmeyi hedefleyen girişimlerin sorunu çözmeyeceği gibi, daha da büyüklerinin peşi sıra gelmesine neden olacağı vurgulanmıştı.

Bu bilgileri verdikten sonra bugünkü konuğumuz olan Yrd. Doç.Dr. Coşkun Erüz?e söz verelim. KTÜ Deniz Bilimleri Fakültesi Balıkçılık Teknolojisi Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve TEMA Vakfı Trabzon Temsilcisi Yrd. Doç. Dr. Coşkun Erüz Doğu Karadeniz?in ekosistemi ile ilgili çok önemli http://takagazete.com/uploads/estek.jpgçalışmalara imza attı. Hem bir bilim adamı olarak hem bir çevreci olarak HES?ler ile ilgili görüşleri önemliydi. Coşkun Erüz?e HES?lerin özellikle doğal yaşama ve topluma ne gibi zararlar verebileceğine dair sorular sorduk. Röportajın çerçevesine çok geniş tutmadık ve belli bir alandaki detaylar üzerine yoğunlaştık. Coşkun hoca da bize birikim ve bilgilerini aktardı.

HES?ten etkilenecek havzadaki balık yetiştirme tesislerinin her biri için gerekli su miktarı hesaplanmamıştır. Balık çiftliklerinden bırakılacak su organik kirletici barındırdığından bir tesisten bırakılacak su yakın mesafedeki diğer tesislerde kullanılması söz konusu olamaz.

Yamaçlarda yapılacak kazı, yol vb hafriyat işlemleri sonucu oluşacak molozların nasıl bertaraf edileceği ve depolanacağı belli değildir. Hiçbir havzada yarma ve açmalar, ortaya çıkan molozların bertarafı konusunda herhangi bir planlama yapılmamıştır.

Özellikle tünel ve açma amacı ile yapılan patlatmalar ve dere yatağına yeterince su bırakılmaması sonucu havzadaki su kaynaklarında kuruma, yer değiştirme ve de azalmalara neden olabilmektedir.

HES?lerde elde edilen enerji için kurulan nakil hatlarının geçeceği güzergahta yapacağı tahribat, yok edilecek ağaç ve diğer canlı türleri, proje CED raporlarında irdelenmemekte, göz ardı edilmektedir.

Muharrem MERMERTAŞ: Bir havzaya kaç HES yapılabilir ya da yapılmalıdır?

Yrd. Doç. Dr. Coşkun Erüz: Suyun debisi, gücü yada yükselti hesabı ile değil her bir HES?in havzaya ve ekosisteme olası etkileri ve ard arda yapılacak birden çok HES bir araya geldiğinde havzada oluşacak kümülatif etki ve ekosistemin bu etkiyi telafi ya da kaldırma potansiyeli olup olmadığına bakılarak yapılabilir.

Muharrem MERMERTAŞ: Sizce Mevcut Nehir Tipi HES sistemlerinde yapılmayan ve hatalı yapılan uygulamalar neler?

Yrd. Doç. Dr. Coşkun Erüz: Havzaların dere yataklarında, yer altı suyu ve akiferleri besleyecek su miktarının ne kadar olduğu belirlenmemiştir. Dere yatağını kaplayan çakıl, kum, kil vb. sediment yapısı ve bırakılacak suyun yüzeye çıkmadan önce ne kadarının bu sedimetlerin arasından akacağı hesaplanmamıştır. Bu nedenle yanlış anlayış ve uygulamaya dayalı olarak, Tennat-Montana yöntemine göre bırakılan %10?luk can suyu, yüksek eğimli ya da geniş tabanlı yataklarda ancak çakılların altından ve arasından akabilmekte, balık vb. canlı yaşamına olanak verecek düzeye çıkamamaktadır.

Dere yatağında, su içinde, su kenarında ve suya yakın karasal alanda yaşayan ve dere suyuna bağımlı olan kabuklu ve yumuşakça benzeri sucul böcek ve diğer organizmalar, balık, kurbağa, yılan, su samuru http://takagazete.com/uploads/turkiyesiyasi.jpgvb. hayvansal organizmalar, su bitkileri, su kenarı ağaç ve çalılıklarının durumu ve su ihtiyacı belirlenmemekte. Her türün ve tüm türlerin oluşturduğu bütüncül ekosistemin su ihtiyaçları yerinde inceleme ve hesaplamaya dayalı olarak ortaya konmamaktadır. Tek türe dayalı ya da sayısal yaklaşıma ve kabule dayalı çözümler ile su miktarı belirlenmektedir.

Ekosistem bütün olarak korunmadan sadece balıkların yaşatılması söz konusu olamaz ve olamamaktadır. Akarsuların ekosistem bütünlükleri büyük tahribat ve kopmalara uğratılmaktadır.

Muharrem MERMERTAŞ: İlgili kurumlarca gerekli ölçüm ve hesaplamalar yapılmıyor mu?

Yrd. Doç. Dr. Coşkun Erüz: Havzada bulunan yerleşimlerden, tesislerden ya da hanelerden akarsuya sürekli ya da süreli olarak karışan atık su ve diğer atıkların akarsuda yaratacağı etki ve bu kirliliği telafi ve seyretmek için gerekli su miktarı hesaplanmamıştır. Atık su ve su kirliliği sorunu tüm akarsularda artan bir sorundur ve göz ardı edilmesi akarsu ekosistemleri ve havzada yaşayan halk sağlığını tehdit eden salgın hastalıklara dahi neden olabilecek tehlikeler barındırmaktadır.

Akarsu havzasında suyla çalışan geleneksel değirmen vb. su yapılarının su ihtiyacı için bırakılması gereken su miktarı belirlenmemiştir. Su yataktan uzaklaştırıldığı, değirmen, sulama vb. amaçlı su miktarı, can suyuna ayrıca eklenmesi gereken sudur.

HES?ten etkilenecek havzadaki balık yetiştirme tesislerinin her biri için gerekli su miktarı hesaplanmamıştır. Balık çiftliklerinden bırakılacak su organik kirletici barındırdığından bir tesisten bırakılacak su yakın mesafedeki diğer tesislerde kullanılması söz konusu olamaz. Tesislerde kullanılan su akarsu yatağında sürekli akması gereken ekolojik su miktarından harici hesaplanmalıdır.

Dere yatağının formu oluşumu, sedimantasyon, ekolojik açıdan önemli olan yatak temizlenmesi ve yenilenmesi için gerekli taşkın ve taşkın debileri hiçbir enerji yatırımında dikkate alınmamaktadır.

Akarsulardan taşınan sedimentlerin akarsu kıyıları ve deniz kıyılarındaki kumsal oluÅŸumuna etkileri, ayrıca akarsulardan taşınan besin tuzlarının HES yapısı mansabındaki akarsu ve Karadeniz?in  kıyısal ekosistemi üzerindeki önemi göz ardı edilmektedir.

Muharrem MERMERTAŞ: Turizm bölgeleri açısından ne gibi sakıncalar var?

Yrd. Doç. Dr. Coşkun Erüz: Turizm havzası olan Coşandere ve Altındere havzası gibi bölge eko turizm faaliyetleri açısından önemli alanlardaki turizm etkinlikleri ve tesislerin işletmesinde gerekli peyzaj ve dehttp://takagazete.com/uploads/coskun.jpg rekroatif unsur olan akan suyun dere vasfına yaraşır düzeyde olması için ve bunun için gerekli su miktarı hiçbir zaman hesaplanmamakta ve göz önüne alınmamaktadır.
İlgili kurumlar tarafından hiçbir havzada karasal ve sucul ekosistemler ve bu ekosistemler içinde yaşayan insanların kültürel ve sosyal ve de havzada yaşayan canlıların ekolojik ihtiyaçları belirlenmemiştir.

Muharrem MERMERTAŞ: Sosyal yaşam ya da toplumsal olarak da zararlar düşünülebilir mi?

Yrd. Doç. Dr. CoÅŸkun Erüz: Regülatör-tünel ve cebri boru-HES inÅŸası için yamaçlarda ve yerleÅŸim alanlarında yapılacak tahribat sonucu topraÄŸa bağımlı olarak geçimini saÄŸlayan ve çok sınırlı alanlarda tarımsal faaliyet yapan yöre halkının tarım alanları ellerinden alınmakta ve de tahrip edilecektir.  

Toprak karşılığı olarak ödenen bedeller geçici refah saÄŸlamakta ancak uzun süreçte topraksız, iÅŸsiz, evsiz ve sosyal patlama yaratmaya aday göç etmiÅŸ insanlar yaratmaktadır.  Halkın sosyal ve toplumsal ihtiyaçlarının yok sayılması sonucu oluÅŸabilecek toplumsal sorunlar elde edilen ekonomik gelirle telafi edilemeyecek boyutta olabilir.

Muharrem MERMERTAÅž: Ekosistemde ne gibi riskler var?

Yrd. Doç. Dr. Coşkun Erüz: Yamaçlarda yapılacak kazı, yol vb hafriyat işlemleri sonucu oluşacak molozların nasıl bertaraf edileceği ve depolanacağı belli değildir. Oluşacak molozun yamaçlara bırakılması sonucu hesapta olmayan büyük boyutlarda erozyon, yamaç ekosistemlerinin tahribi ve vadi yatağına inen molozların dere yatağını daraltması ve akarsuyu sürekli bulandırması sonucu akarsu ekosistemi ve özellikle temiz, bol oksijenli berrak suda yaşayabilen, havzaya endemik ve koruma altındaki Karadeniz Alası (salmo turutta Labrax) ve dağ alabalığının ( salmo turutta magrostigma) neslini tehlikeye atmaktadır. Hiçbir havzada yarma ve açmalar, ortaya çıkan molozların bertarafı konusunda herhangi bir planlama yapılmamıştır.

Yamaçlarda yapılan açma ve patlatmalar, çoğunlukla akma ve birikme ile oluşmuş olan yamaç topraklarının ana kaya üzerindeki dengesini bozmakta ve bunun sonucu olarak HES inşaatları süresinde ve de daha sonra oluşan yağışlarla birlikte yamaçlarda büyük heyelan ve akmalara neden olmaktadır.

Özellikle tünel ve açma amacı ile yapılan patlatmalar ve dere yatağına yeterince su bırakılmaması sonucu havzadaki su kaynaklarında kuruma, yer değiştirme ve de azalmalara neden olabilmektedir.

Tünel vb. kazı çalışmalarından çıkan atık su, HES,  tünel ve bentlerin inÅŸasında kullanılan beton vb üretim amaçlı kimyasallar ve kazı sonucu çıkan kil ve kaya parçacıkları partikül halde bulanıklık http://takagazete.com/uploads/coskuneruz.jpgyapabildiÄŸi gibi suyun pH?sını ve kimyasal yapısını da deÄŸiÅŸtirerek özellikle üreme dönemindeki doÄŸal balıkların, yumurta ve larvaların ölümüne ve aynı ÅŸekilde yakın mesafede bulunan yetiÅŸtiricilik tesislerindeki balıklarda hastalık ve ölümlere neden olabilmektedir. Bu konuda, basit çökeltme havuzu dışında, atık su deÅŸarj kriterlerine uygun  gerçek arıtım sistemleri planlanmamakta, göz ardı edilmektedir.

HES?lerde elde edilen enerji için kurulan nakil hatlarının geçeceği güzergahta yapacağı tahribat, yok edilecek ağaç ve diğer canlı türleri, proje CED raporlarında irdelenmemekte, göz ardı edilmektedir.

Muharrem MERMERTAŞ: Dere yatağına bırakılması gerekli su miktarı ne kadar olmalıdır. Bunun teknik bir ölçümü var mıdır?

Yrd. Doç. Dr. CoÅŸkun Erüz: Ekolojik su ihtiyacı: sucul ekosistem harici su ihtiyacı  (yeraltına, akifere sızacak su  + sediment arasında akacak su + atık ve kirletici arıtımı için gerekli su + deÄŸirmende kullanılacak suyu + balık çiftliklerinin su ihtiyacı + sulama + buharlaÅŸma ) + doÄŸal balık ve diÄŸer organizmalarının barınma, üreme, göç etme ve beslenmesi ve saklanabilmesi için gerekli ve sürekli akması gereken su miktarı olarak formüle edilebilir.

Ekolojik su insanlar tarafından kullanılmadan azalmadan, kesintisiz, sürekli olarak dere yatağında akarak sucul canlı yaşamını sürekli kılan sudur. Yılın belli dönemlerinde akan ya da tesislerde kullanıldıktan sonra yatağa bırakılan su ekolojik su değildir.

Haberin devamı gazeteniz 'da

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.