Sosyal Medya

EKONOMÄ°

Sular Boşuna Akıp Gitsin Yaklaşımı Doğru Değildir

Prof Önsoy, HES?lerin zararlarından çok yararları olduğunu belirterek, HES?lerin zararlarının insana bağlı olduğunu söylüyor.



Karadeniz Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hızır Önsoy Doğu Karadeniz ve sular konusunda en fazla çalışan bilim adamı. HES dosyasını hazırlarken ondan da görüş almasak dosyamız eksik olurdu. Önsoy?un yaklaşımları genel kanıların biraz dışında. Önsoy HES?in zararlarından çok yararlarının olduğunu söylüyor ve bunu bilimsel olarak da dayanaklarıyla aktarıyor.

Ä°ÅŸte O SöyleÅŸi?  

M.MERMERTAÅž: Derelerde akan sular, ekosistemin dengesi için hayati bir öneme sahip deÄŸil midir? HES?ler ile yerlerinin deÄŸiÅŸtirilmesi iklimi veya doÄŸayı olumsuz etkilemez mi?  

Prof. Dr. Hızır ÖNSOY: Evet, akarsular, ekosistem için hayati öneme haizdir. Hidroelektrik Santrallerinin bölge iklimine olumlu etkisi vardır; olumsuz etkisi olamaz. HES?lerin doÄŸayı olumsuz etkilemesi, insana baÄŸlıdır. ÇeÅŸitli aÅŸamalarda, (planlama, yapım ve iÅŸletme aÅŸamaları gibi) HES?lerin olumsuz çevre etkileri olabilir. Buradan ÅŸu sonuca varılmamalıdır. Peki, bu yüzeysel sular, boÅŸuna akıp gitsin ve sakın dokunmayalım. Bu düşünce yanlıştır. Mühendislik planlamasındaki hiçbir iÅŸlem, faaliyet, inÅŸaat vb tamamen, yüzde yüz olumlu sonuç verir diye düşünülemez. Her faaliyetin olumlu ve olumsuz yönleri http://takagazete.com/uploads/baraz.jpgolacaktır. O halde, bu iÅŸ nasıl yapılacaktır? Bir faaliyet planlarken, mühendis, o iÅŸin olumlu yönlerinin azamiye, olumsuz yanlarının da asgariye indirilmesi için önemli hesaplar yapar, alternatifler ortaya koyar. Ä°ki kefeli terazi örneÄŸini ele alırsak, terazinin iki kefesinde de bir ÅŸeyler olacaktır. Bir tarafında artılar, diÄŸer kefesinde eksiler muhakkak olacaktır. Elbette, olumlu yanları fazla ise, o iÅŸ rantabldır kabul edilir ve faaliyetin devamı için, diÄŸer etaplara geçilir. Aksi halde, o iÅŸ ya gündemden çıkarılır, ya da beklemeye alınır; zamanı gelince, tekrar gündeme taşınır.     

M.MERMERTAÅž: Fayda-maliyet açısından bakıldığında HES?ten elde edilen fayda mı daha fazladır çevresel maliyeti mi?  

Prof. Dr. Hızır ÖNSOY: Bütün bilimsel ve mühendislik kaidelerine göre yapılacak HES?lerin, olumlu veya olumsuz yanları, havzadan havzaya, bölgelere göre deÄŸiÅŸiktir. Çok genel olarak, hem çevreye olumsuz etkileri çok az olurken, olumlu (faydalı) yanları çok fazladır. Bu, tamamen, suyun ve havzanın kullanım planlamasına, bölgenin özelliklerine (örneÄŸin, turizm ve tarih vb özellikleri) baÄŸlıdır. Hele, günümüzde yaÅŸadığımız ??Su ve Enerji Çağı??nı dikkate alacak olursak, bunun önemi apaçık ortadadır. Zaman zaman, çok anlamsız bir ÅŸekilde gündeme getirilmeÄŸe çalışılıyor. Ya HES ya turizm vb. gibi. Bunların her ikisini de birlikte planlama olanağı vardır. Bunu su bilimi bize veriyor.  Öte yandan çok önemli bir konu da göz ardı edildi. Belirli bir havzada, yapılan bütün HES baÅŸvuruları, birer birer, tek başına dikkate alınarak sonuca gidildi. Halbuki, bir havzadaki bütün HES?ler birlikte alınarak, uygunlukları (rantabilite) araÅŸtırılmalı, ortaya konulmalıydı; bu yapılmadı.   

M.MERMERTAÅž:  HES?lerde üretilen elektrik enerjisinin tahmin edilen su miktarının olmayışı sebebiyle hesaplananın altında bir düzeyde olacağı yönünde iddialar var.  Sizin yaptığınız çalışmalarda böyle bir gözleminiz oldu mu?   

Prof. Dr. Hızır ÖNSOY: Hidrolik (su) MühendisliÄŸindeki bütün parametreler (yağışlar, yüzeysel akımlar, sızmalar, buharlaÅŸmalar vb) hepsi olasılığa baÄŸlı faktörler olup, bunların önceden kesinkez (% 100) tespiti olanaksızdır. Dolayısıyla, hidrolik yapıları planlarken, belirli yaklaşımlar ve tahminler yaparız. Geride muhakkak belirli küçük oranlarda riskler kalır. Bu riskler, kuru yapılarda (bina, yol, köprü, vb. ) daha azdır.  

HES?lerin planlamasında, bazı hidrolojik çalışmalar yapılır, belirli oranlarda (ortalamalar veya diÄŸer oranlar) yaklaşık hesaplar ortaya konur; ona göre, risklerin oranı çıkarılarak, rantabilite hesaplanır. Bu çalışmalar, havza bazında ne kadar düzenli ve bilimsel kaidelere göre yapılırsa, risk o kadar küçük olur. DiÄŸer bir deyiÅŸle, gerçek rantabilite o kadar doÄŸru hesap edilmiÅŸ olur. Sonuçta, inÅŸaatı yapılan ve http://takagazete.com/uploads/onsoy.jpgiÅŸletmeye açılan bir HES, elbet de, bazı yıllarda, bu yılların bazı aylarında, yağışların ve akımların, tahmin dilenden küçük çıktığı zaman periyotlarında, ya tamamen devreden çıkar, elektrik üretimi durur, veya, santral ünitelerinden biri veya bir kaçı devreden çıkar. DiÄŸer üniteler elektrik üretimine devam eder.  HES?lerin, uygulamadaki kurumlarda, bütün faaliyet etaplarının çoÄŸunda, üniversiteli bilim adamı ve araÅŸtırmacıları olarak, bizzat bulunmadığımız için (yahut davet edilmediÄŸimiz veya haberdar edilmediÄŸimiz için) nasıl iÅŸlediÄŸi hakkında fazlaca bilgim yoktur.  Ama, sorudaki olumsuz endiÅŸelerin olduÄŸunu, dolaylı olarak iÅŸitiyoruz.

Hiçbir AraÅŸtırma Yapılmadı  

M.MERMERTAÅž: Cansuyu konusu çok tartışılıyor. HES?i yapanların yeterli cansuyunu bırakmadığı veya bırakmayacağı iddia ediliyor. Bu konudaki görüşleriniz nelerdir?   

Prof. Dr. Hızır ÖNSOY: 4628 Sayılı Su Kullanım Yasa taslağı 2003?te hazırlandığında, bu taslağın bir çok maddesinde, uygulamada, büyük sıkıntıların ortaya çıkacağından endiÅŸelerim doÄŸmuÅŸtu. Bunlardan en önemlisi ?Can Suyu? meselesi idi. Ve de öyle oldu veya olmaya baÅŸladı. Çok acele, bilimsel alanda detaylı tartışılmadan çıkarıldı. Bu can suyu nedir, ne olmalıdır? Nasıl belirlenmeli, belirlenecektir? Bunu, planlama etabında, kim, kimler, hangi kurumlar, nasıl belirleyecek, iÅŸletmede nasıl kontrol edilecektir? Planlama ve proje aÅŸamalarında, deÄŸiÅŸik çevrelerde, deÄŸiÅŸik oranlar ortaya atıldı. Birileri, sabit olsun, dediler. Bazıları, neye göre deÄŸiÅŸtirdikleri anlaşılmaz oldu. Günümüzde bir karmaÅŸa haline geldi bu iÅŸ. Kaldı ki, HES?lerin çoÄŸunluÄŸu iÅŸletmeye açıldığında, bunun altından kolay kolay kalkılamayacaktır. Her bölge ve her havza için, o havzanın bütün özellikleri (turizm, spor, canlı yaÅŸam, ekosistem vb) dikkate alınarak, yıllık periyotlar içerisinde, can suyu oranları çok detaylı hesap edilmeli ve ona göre HES?lerin güçleri belirlenmeliydi. Halbuki, bölgemizde hiçbir HES için böyle bir bilimsel ve mühendislik çalışma ve araÅŸtırması yapılmamıştır.    

M.MERMERTAÅž: Sadece derelerde deÄŸil HES?lerin yapıldığı ve iletim hatlarının geçtiÄŸi yerlerde doÄŸaya ciddi zararlar verildiÄŸi belirtiliyor. Müteahhitlerin de bu konuda çok duyarlı olmadığı yönünde iddialar var. Köylülerin de ÅŸikayetleri var. Bu nasıl asgariye indirilebilir?   

Prof. Dr. Hızır ÖNSOY: Her ceviz çuvalında, elbet de bazı çürükler çıkacaktır. Planlama, proje, inÅŸaat aÅŸamalarının hepsinde yapılan hataları genelleÅŸtirmek yanlış olacaktır. Ancak, bu aÅŸamaların hepsinde, deÄŸerli elemanların, iÅŸ adamlarının bu çürüklüğe müsaade etmemeleri, enerji dar boÄŸazı açısından bakılacak olursa, çok önemlidir. Her kesimin haklı veya haksız yanlarını, biraz uzaktan, araÅŸtırmacı ve bilim adamı olarak izliyoruz. Olumlu yanlar bizi fevkalade mutlu ederken, doÄŸayı, çevreyi bozucu, yanlış uygulamalarından çok rahatsız oluyoruz.    

Su Bakanlığı Kurulmalı  

M.MERMERTAÅž: Sizin öneriniz nedir?  Prof. Dr. Hızır ÖNSOY: Sonuç olarak, bu ülke hepimizindir. Bütün güzellikleri, potansiyellerini, doÄŸamızı bozmadan veya, en az zararla, insanlığın hizmetine sokmaya mecburuz. EksiÄŸimiz ÅŸudur : Bilim adamları, Uygulamacı kurumlar, Patronlar, Sivil toplum örgütleri, ve Halk  olarak, konuları tartışamıyoruz. Aramızda büyük diyalog eksikliÄŸi vardır. Özel olarak da, suyu biz http://takagazete.com/uploads/azaronsoy.jpgyönetemiyoruz; su bizi yönetiyor. Suyun faydalı taraflarını, ihtiyaçlara yönlendiremediÄŸimiz gibi, zararlarından da çok olumsuz etkileniyoruz. Her yıl bölgemizdeki büyük felaketler, en çok sinirlendiÄŸim Temel Fıkraları?na dönüşüyor ve bizi çileden çıkarıyor. Onun için, bir kez daha buradan haykırıyorum ki, temel fıkrası üretecek yerde, suyumuzu doÄŸru dürüst yöneterek, güzel kullanmak için, iÅŸ üretelim iÅŸ.  Bir an önce, Sayın Valimizin yönetiminde, bir ?Bölgesel Su Konseyi?? oluÅŸturarak, bu diyalogu baÅŸlatmamızda, 42 yılını bilimde ve uygulamada harcamış birisi olarak, fevkalade yararlar görüyorum.

Suya karışan, suya sahip çıkan bir sürü kurum ve kuruluÅŸ var. Su ve Enerji Çağında, suyu tek elden yönetmek için de, dünyanın bir çok ülkesinde olduÄŸu gibi bir ?Su Kaynakları Bakanlığı? na acilen gereksinim vardır. Sıkça gündeme geliyor, Sayın BaÅŸbakanımız, Sayın Çevre ve Orman Bakanımız, Sayın Turizm Bakanımız, Sayın Enerji Bakanımızın, zaman zaman açıklamalarından da bu anlaşılmıyor mu?  

M.MERMERTAÅž: Türkiye?de enerji ihtiyacı ile ilgili olarak dışa bağımlılık durumu (doÄŸalgaz, fuel-oil) nedir? Önümüzdeki yıllarda bu bağımlılık ülkemiz için tehlikeli bir durum arz eder mi?  

Prof. Dr. Hızır ÖNSOY: Åžu anda Türkiye?deki toplam elektrik miktarının yaklaşık %55?i, ithal edilen doÄŸal gazdan, doÄŸalgaz çevrim santrallerinde üretilmektedir. Elbet de, geliÅŸen sanayiye paralel olarak, artacak elektrik enerjisi talebi, 2020 yılında 476 milyar KWh/yıl?a ulaÅŸacağını dikkate alınırsa, ÅŸu andaki üretim hızıyla, bu talebi karşılamamız olanaksızdır. Yeni kaynaklar geliÅŸtirmezsek, dışa bağımlılık daha da artacaktır. Bu da, ülkemiz için tehlikeli bir durumdur.  

M.MERMERTAÅž: Türkiye?nin kendi doÄŸal kaynaklarından elde edilebilecek potansiyeli nedir? Bu potansiyeli kullanabilmek için ne yapmalıdır?  

Prof. Dr. Hızır ÖNSOY: Türkiye?nin gerçek hidroelektrik enerji potansiyeli;  

a) Resmi kaynaklara göre 125 milyar KWh/yıl,

b) İşletmedeki HES?lerle birlikte, DSİ ve EİE?nin özel sektöre açtığı projeler ile, bizzat tüzel kişilerin geliştirdiği HES?lerle birlikte, üretim 154,5 milyar KWh/yıl?a çıkacaktır. (Bilimsel araştırmalara göre : 200 milyar KWh/yıl çıkarılabilir). Yukarıdan da görüleceği gibi, üretilebilecek hidroelektrik enerji miktarının, tüketimi karşılama oranı,

a) Gelecek periyotlarda, yılda üretilebilecek 125 milyar KWh/yıl hidroelektrik enerji miktarı, 2020 yılında tahmin edilen tüketilecek olan 476 milyar KWh/yıl miktarın sadece %26,3?ünü karşılayabilecektir. Dolayısıyla, geri kalan %73,7?sini, diğer kaynaklardan karşılamağa mecburuz.

b) Gelecek periyotlarda, yılda üretilebilecek 154,5 milyar KWh/yıl hidroelektrik enerji miktarı, 2020 yılında tahmin edilen tüketilecek olan 476 milyar KWh/yıl miktarın sadece %32,5?ini karşılayabilecektir. Geri kalan yüzde 67,5?ini, diÄŸer kaynaklardan karşılamaÄŸa mecburuz.  

Sonuç olarak, hidroelektrik enerji potansiyelini kullanmak için, kısa bir periyot içerisinde, çeÅŸitli etaplardaki HES projelerini, devreye sokmak gerekmektedir. Ãœretilebilecek bütün hidroelektrik enerji toplamı bile, tahmin edilen tüketim olan 476 milyar KWh/yıl miktarının sadece, %32.5?ini karşılayabilecek olup,  geri kalan miktarlarını da, yukarıdaki bölümde açıklanan diÄŸer kaynaklardan karşılanabilecektir. Bunların başında da, öncelikle rüzgar, güneÅŸ, nükleer enerji ve jeotermal enerji kaynakları gelmektedir.  

Dikkat Edilirse Kirlilik Olmaz  

M.MERMERTAÅž: HES?lerde kullanılan suyun doÄŸal hayata (büyük ve küçükbaÅŸ hayvanlara, bitkilere vb) ve insanların içme ve kullanma suyu ihtiyacına olumsuz etkisi var mıdır? HES?lerde kullanılan suyun azalması ya da kimyasal ve biyolojik olarak kirlenmesi söz konusu mudur?  

Prof. Dr. Hızır ÖNSOY: HES?ler planlanırken, çevre yaÅŸamı ve koÅŸulları dikkate alınarak planlanırsa, fazlaca bir olumsuz etkisi olmaz. Suyun HES?lerde kullanılması sırasında, herhangi bir azalma veya kimyasal ve biyolojik kirlilik söz konusu deÄŸildir. Aksine, HES?te, potansiyel enerjisinin, elektrik enerjisine dönüştüğü suyun oksijen miktarında bir artma olur.  

M.MERMERTAÅž: HES projelerinde yer alan regülatör yapılarının, sel taÅŸkınlarına karşı dere ıslahı konusunda fonksiyonu var mıdır?  

Prof. Dr. Hızır ÖNSOY: Nehir tipi HES?lerde, su, akarsudan bir regülatör (bağlama) yapısıyla alınır. Bir serbest yüzeyli iletim kanalı (veya tüneli) ile, çok küçük bir eğimle taşınır. Su, HES?in işletme sırasında oluşabilecek aşırı basınçları alacak bir yükleme havuzundan geçerek, basınçlı cebri boruya geçer. Cebri borudan çıkan basınçlı su, santral binasında, türbini, kanatlarına çarparak çevirir. Elektrik enerjisine dönüştükten sonra, kuyruk suyu şeklinde, santralden çıkıp, akarsuya ulaşır.

Regülatörler, kısmen de olsa, memba tarafında, bir miktar su biriktirseler de, barajlar gibi depolama yapısı olmayıp, birer kabartma yapısıdırlar. Dolayısıyla, regülatörlere, kabartma yapısı adı verilir.  Regülatörler, akarsulardaki olası taÅŸkınlara çok küçük de olsa, olumlu etki yaparlar. Fakat, depolamalı baraj yapıları gibi, taÅŸkın geciktirme yapısı olarak görülmemelidirler.   

M.MERMERTAÅž: HES projelerinin inÅŸaat aÅŸamasında vereceÄŸi zorunlu çevre kirliliÄŸinin, inÅŸaat sonunda rehabilitasyonu, peyzaj ve çevre düzenlemesi ile giderilmesi mümkün müdür?  

Prof. Dr. Hızır ÖNSOY: HES?lerin inşaat aşamasında, plan ve projelere uyulduğu taktirde, çok fazla bir çevre kirliliğine neden olmazlar. Kaldı ki, inşaat sırasında, kazılardan çıkan atıklar, bitki örtüsündeki zararlar ve oluşabilecek çeşitli olumsuzluklar, kirlilikler, inşaattan sonra rahatlıkla giderilebilir; daha güzel ve yaşanabilir bir çevreye dönüştürülebilir. Bu da, tamamen, inşaat tekniklerine ve uygulamalarına bağlıdır.


Haberin devamı gazeteniz 'da

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.