Sosyal Medya

SPOR

Şenol Güneş konsensüsü?

Şenol Güneş?in imza töreni esnasında ortaya çıkan görüntü aslında çok şey anlatıyordu.



Yeniden Trabzonspor teknik direktörü olacağı ihtimali iyice belirginleştiğinden beri dikkatimi çeken bir şey var: Bu Şenol hocanın ilk gelişi değil ve bu sefer kendisine öncekiler kadar şiddetli bir muhalefet görünmüyor. Halbuki eski dönemlerde sıradan taraftarlar arasında bile ?gelirse bütün desteğimi çekerim? diyen bir sürü insan vardı. Dünya üçüncüsü takımın teknik direktörü sıfatıyla geldiğinde de değişen bir şey olmamış, mahiyeti tam olarak anlaşılamayan bir antipati dalgası Şenol Güneş?i çepeçevre kuşatmıştı. Tecrübeli teknik adam her seferinde büyük umutlarla geldi, hayal kırıklıklarıyla gitti.

Trabzonspor camiasında herhangi bir konuda % 100 mutabakat akla bile getirilmemeli. % 80 çok nadir görülür, % 50-60 civarında bir fikir birliği o kararın uygulanabilmesi için yeterli sayılmalıdır. Hasıl-ı kelâm, bir yüzde veremeyeceğiz ama Şenol Güneş için geç de olsa nihayet bir konsensüs oluşmuştur diyebiliriz. Bu da Trabzonspor için önemli bir kilometre taşıdır, bu önem şimdi değilse bile ileride daha iyi anlaşılacaktır diye düşünüyoruz.

Elbet bu noktaya kolay gelinmedi. O futbol kültürlerine hep imrendiğimiz Batı Avrupa ülkelerindeki kulüpler de halihazırda bulundukları noktalara kolay gelmediler. Biz sadece bugüne baktığımızda oradaki manzaraları görüyor ve imreniyoruz. Oralarda yüz yıldan uzun bir geçmişe dayanan tecrübe ve birikimler söz konusu. Bizde de sözde yüz yıllık kulüpler bulunmasına bakmayın. Onların da taraftarlık tarihi Milli Lig?in kurulmasından sonra başlamıştır. Trabzonspor?da ise 1. Lig?e çıkıp şampiyon olduktan sonra. Trabzonspor taraftarı bu arada fazladan bir talihsizlik yaşamıştır. Takım 1. Lig?e çıktığında Trabzon?da herkesin İstanbul?dan bir takımı vardı. Yaşım müsait olmadığı için hatırlamıyorum ama o zamanlar futbola ilgi duyan kesim arasında ?bana ne İstanbul?dan? Ben Trabzonluyum, sadece kendi şehrimin takımını tutarım? diyen kimse bulunduğunu da sanmıyorum. Evet, Trabzonspor lige çıktıktan bir sonraki sezon şampiyon olunca bütün Trabzonlu futbolseverler asıllarına rücu ediverdiler! Fakat bu gayet konforlu bir taraftarlıktı, çünkü takımları sahada rahatça kazanıyor, kendilerine de tribünde keyifle seyretmek kalıyordu. Yani taraftarın ?acaba takımına nasıl katkıda bulunabilirim?? diye düşünmesini gerektirecek bir durum söz konusu değildi. Su geliyor, değirmen dönüyordu.

Sonraki yıllarda küresel ısınmayla (!) beraber bizim derelerin suyu azalınca değirmen de zorlanmaya başladı. Uzun zaman taşıma suyla döndürülebileceği, birilerinin de yeterli miktarda suyu taşıyabileceği zannedildi. Geçen zaman zarfında dereler iyice kurudu. Hiçbir faninin de gücü değirmeni sağlıklı bir şekilde döndürmeye yetmedi. İşte camia bu durumu yeterince okuyamadı. Doğu toplumu oluşumuzun da etkisiyle, hep beyaz atlı bir kahraman bekledi. Fakat Battal Gazi?yle Malkoçoğlu yüzyıllar öncesinde kalmışlar, belki de hiç yaşamamışlardı.

Taraftar bir kulüpte çok etkili bir unsurdu ve Trabzonspor taraftarı, kendi taraftarlığı doğrudan başarıyla birlikte başladığı için başarısızlık halinde üzerine ne gibi vazifeler düştüğünü bir türlü kavrayamadı. Dahası, böyle bir vazifesi olup olmadığı noktasında bile kafası karıştı. Neden bir Şenol Güneş, bir Ali Kemal Denizci çıkıp da takımı şampiyon yapmıyorlardı? Kulübe para lazımsa o kadar zenginimiz vardı. Gelsinler, parayı bastırsınlar, alt yapıda yoksa dışarıdan yıldız transfer etsinler ve başarıyı bize getirsinlerdi. Biz de onların heykelini dikseydik. Şenol Güneş, bu hengamede birkaç kez gitti geldi. Kaleciliğini herkes teslim ediyordu ama sıra teknik adamlığına gelince Milli Takım?ı Dünya üçüncüsü yapmış olması bile herkesi kesmiyordu. Onun zamanında çok yaklaşıldığı halde şampiyonluğa bir türlü ulaşılamaması bir çokları tarafından kendi yetersizliği olarak kabul ve iddia edildi. Eski günleri getirecek formül mutlaka bir yerlerde vardı ama an itibariyle başarısız olunduğuna göre o formülde Şenol Güneş?in yeri yoktu. Demek ki boşuna zamanımızı çalmıştı (!) Defolsun gitsindi.

Nihayet bu seneye gelip, Şenol hocanın yanından bile geçemeyecek olan bazı yerli teknik adamların Trabzonspor?u reddettiklerini görünce acı gerçek kafalara dank etti. Sonunda da imza törenindeki anlamlı ve görkemli manzara sergilendi.

Umut ve temenni ederiz ki, bu manzara kuru bir gösteriden ibaret kalmaz. Trabzonspor camiasının zor zamanlarda dipten gelen ortak akıl ve iradesinin ürünü olan bir dönüm noktasını oluşturur. İleride tarih yazıldığı zaman bugünler için Fetret devrinin sonu, yükselme devrinin başlangıcı diye kayıtlara geçer. Umut ve temenni ederiz?

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.