Mikrofonun arkasında ne isem, dışarıda da oyum

BaÅŸaran TAKA’ya KonuÅŸtu

O küçücük odasından koca dünyaya seslenen

Karadeniz’in mert delikanlısı herkesin gönlünde taht kuran Dj Murat BaÅŸaran zorluklarla geçen hayatını TAKA Gazetesi’ne anlattı. Okumak için geldiÄŸi Ä°stanbul’da daha küçük yaÅŸta hayatın gerçek yüzüyle karşılaÅŸan ve yaÅŸamak için çalışmak zorunda olduÄŸunun bilinciyle ticarete atılan, bir yandan da eÄŸitimini devam ettiren Sürmeneli hemÅŸerimiz Murat BaÅŸaran, nasıl radyocu olduÄŸunu anlattı. Hiç aklında olmayan bir meslek 15 yıldır iç içe olduÄŸunu belirten BaÅŸaran, “Bir program hayatımı deÄŸiÅŸtirdi” dedi.

Karadenizlilere TeÅŸekkür Etti

Karadeniz insanının renkli, hareketli bir yapıya sahip olduÄŸunu ve aynı zamanda da çok zeki insanlar olduÄŸunu belirten BaÅŸaran, Karadeniz halkının kendisine sahip çıktığını belirterek, “Mikrofonun arkasında ne isem, dışarı çıktığımda da insanların arasında oyum. DoÄŸru tekdir ve deÄŸiÅŸmez. Bende öyleyim. Yayında baÅŸka sokakta baÅŸka biri deÄŸilim. Bunu zaten beceremem ben. Benim yapıma, benim mizacıma ters. Benim felsefem, ya olduÄŸun gibi görün ya da göründüÄŸün gibi ol felsefesidir. Ä°nsanlar zaten beni ben olduÄŸum için seviyorlar” dedi.

Murat BaÅŸaran Kimdir?

Trabzon Sürmene ilçesinde doÄŸdum. Ä°lköÄŸrenimimin ardından arta öÄŸrenimimi daha iyi koÅŸullarda almak için Ä°stanbul’a geldim. Okula diye geldiÄŸim Ä°stanbul’da ticaret hayatına atıldım. Ama bu ara eÄŸitimimi de açıktan devam ettirdim. Ticaret serüveniyle baÅŸlayan Ä°stanbul hayatım daha sonra çeÅŸitli sürprizler çıkardı karşıma. Bir vesile ile tanıştığım bir hemÅŸerim 15 yıl önce olan bir olaydan söz ediyorum, benim konuÅŸmamdan çok etkilendiÄŸini belirterek, bir günlüÄŸüne radyosunda program yapmamı istedi. O zaman Kadıköy FM’di radyonun adı.

Bir günlüÄŸüne bir program yaptım ve ayrıldık. Daha sonra beni program yaptığım gün dinleyenler sürekli radyoyu arayıp beni sormuÅŸlar, ne zaman bir daha program yapacağımı sormuÅŸlar. Dolayısıyla yoÄŸun istek üzerine hemÅŸerim yanıma geldi ve bana radyoda çalışmam için teklifte bulundu. O zamanda adımı cengaver koymuÅŸlar. O zamanlar yayla çocuÄŸu olduÄŸum için çok hareketli çok deli dolu olduÄŸum için adını öyle koymuÅŸlar. Orada öyle bir tesadüf sonucu baÅŸlayan radyo hayatımda bu zamana kadar geldik.

TAKA: Sayın Başaran, Karadeniz FM ile tanışmanız nasıl oldu?

BAÅžARAN: Kadıköy FM’de hafta sonları program yaparken Karadeniz FM’den beni aradılar. Daha sonra Sayın Zihni Cinan beni çağırdı, oturduk, burada konuÅŸtuk ve Karadeniz FM’de program yapmaya baÅŸladım. O konuÅŸmayı da hiç unutmam. Zihni aÄŸabey beni çağırdı bana dedi ki, ‘Trabzonsporluyuz, Atatürkçüyüz, felsefemiz budur’ Bende kendisine dedim ki, ‘AÄŸabey du bakalum, ben önce Elhamdülillah müslümanum’ aramızda böyle bir diyalog geçti.

Daha sonra Sayın Zihni Cinan’a ‘referans istiyorsanız ÅŸuanda Kızılay Genel BaÅŸkanı Sayın Tekin Küçükali, o zaman da çok iyi bir görevdeydi. Benim akrabamdır dedim. Benim referansımın kendisi olduÄŸunu söyledim. Tanışmamın böyle baÅŸladı. AÅŸağı yukarı 15 yıldır birlikteyiz. O zaman zaten yeni kurulmuÅŸtu, bende kuruluÅŸuyla bilirlikte buraya geldim. Ben ticaretle uÄŸraÅŸan bir genç olarak radyocu olacağımı, albüm çıkaracağımı hiç düÅŸünmemiÅŸtim ama hayat insanları bir yerlere sürükleyebiliyor. Artık bu yolda devam ediyoruz. Halkın sevgisi ve ilgisi bizi buralara kadar getirdi. SaÄŸ olsun halkımız da bizi sever, ÅŸundan sever, mikrofonun başında ne söylüyorsam sokakta da aynıyım. Tabiî ki bizim için farklı görüÅŸlerde bildirenler vardır. Çünkü bizim camia çok tehlikeli bir camia. Ama genelleme yaparsak güzel halkımın güzel yüreklerinde eminim ki güzel bir yerim var.

TAKA: Karadeniz halkının söze gösterdiÄŸi bu ilginin, bu hayranlığın, bu sevginin nedeni ne, ne yapıyorsunuz o mikrofon başındaki insanları bu kadar etkiliyorsunuz?

BAÅžARAN: O durumun bir kere ÅŸundan kaynaklandığına inanıyorum ben. Ben mikrofonun başında ne isem dışarı çıktığımda da oyum. Ä°çerde baÅŸka bir kimlik dışarı da baÅŸka biri deÄŸilim. DoÄŸru hayatta bir tanedir, iki tane olmaz. Böyle olursanız halk sizi sever. Ben zaman zaman toplumlarda böyle espriler yaparım. Latifeler yapmayı seven bir insanım. Ama kimseye zarar verecek ÅŸeyler yapmadım. Ben daha öncede dediÄŸim gibi mikrofonda ne isem dışarıda da öyleyim. Ä°ÅŸimiz gereÄŸi birçok insanla diyalog içinde oluyorsunuz. Milletvekilinden tutun da simitçisine kadar. Yani benim için birinin makamı varmış, diÄŸerinin yokmuÅŸ önemli deÄŸil. Benim için kriter önce insan olmak. Bunlar gelip geçici. Aslolan hayat bu deÄŸil, öteki hayat. O nedenle benim için önemli olan insan olması. Bizim hayat felsefemiz bu zaten.

TAKA: Karadenizlilerin gönlünde taht kuran Murat BaÅŸaran’ın uzun süreli olarak geleceÄŸe dönük hedefleriniz nelerdir?

BAÅžARAN: Bizim iÅŸimizin hiçbir zaman zirvesi olmadı. Zaten önemli olan da budur. Halk seni ne kadar seviyorsa sende o kadar devam edeceksin. Benim zirve olmak, zirveye çıkmak gibi bir amacım da yok. Benim amacım insanları mutlu edebilmek. Bundan daha güzel ne olabilir ki. Ha ileriye dönük olarak amaç ne olabilir, ulusal bir medyada program yapabilmek olabilir. Daha önce ulusal medyada yaptım ama çok fazla reyting alan televizyonlarda program yapmak isterim. Az önce de bahsettiÄŸim gibi çok fazla reyting alan televizyon kanallarında yapmadım ama SHOW gibi, ATV gibi KANAL D gibi, STAR gibi reytingi yüksek kanallarda program yapmayı isterim. Bundan sonraki hedefim bu olabilir. Ama baÅŸta da dediÄŸim gibi benim ilk amacım insanları mutlu etmek.

TAKA: Murat BaÅŸaran’ın Karadeniz ile baÄŸları nasıl, Trabzon ile Trabzonspor ile baÄŸları nasıl?

BAÅžARAN: Hiçbir zaman kopmaz bizim hayat felsefemiz odur. Ben ilköÄŸrenimimin ardından okumak için geldiÄŸim Ä°stanbul’da röportajımızın başında da belirttiÄŸim ticarete atıldık. Ben yıllarca Tahtakale’de esnaflık yaptım, iÅŸportacılık yaptım. AÄŸabeylerim oradadır benim. Biz hayatın gerçeklerini orada öÄŸrendik. YaÄŸmurun çamurun altında yalın ayakla çalıştığımı bilirim. Cebimde simit alacak param olmadığını bilirim. Ama Allah’a çok ÅŸükür çalıştıkça kazandım. Åžimdi durumumuz oldukça iyi. Çalıştık ama asla dürüstlüÄŸümüzden ödün vermedik.

Dinleyenlerim daha sonra benden albüm yapmamı istedi, albüm yaptım, ses üzerine eÄŸitim aldım ama ben sunucuyum, ben önce radyocuyum, sanatçı deÄŸilim. Åžimdi insanlar hep menfaatleri uÄŸruna hareket yapmaya baÅŸladılar. Ama ÅŸu unutulmasın ki yaÅŸadığımız bu hayat bu dünya imtihan dünyası. Åžuanda günü kurtarma çabası içinde olanlar var. Ä°ÅŸin farklı boyutlarıyla ilgilenenler var ama unutulmamalıdır ki yarın yaratan yedirmez onu sana.

TAKA: Ulusal medyada görev yapan veya diÄŸer meslektaÅŸlarınızın çalışmalarını, aynı iÅŸi yapan bir kiÅŸi olarak nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz, kendilerine eleÅŸtirileriniz ya da önerileriniz var mı?

BAÅžARAN: Bu iÅŸte çok baÅŸarılı olan arkadaÅŸlarımız var. Ama bunun yanında kendini çok baÅŸarılı zanneden arkadaÅŸlarımız da var. ÇoÄŸu arkadaÅŸlarımı dinlemeye azami özen gösteririm. Mikrofon başında samimi gelmeyenleri de asla dinlemem hemen radyomun kanalını deÄŸiÅŸtiririm. Mikrofonda konuÅŸanla, hayatını aynı yaÅŸayan insanı hem dinlerim hem de kendisine destek veririm. Sözü ile özü bir olan insana deÄŸer verilmelidir. EÄŸer bu olmazsa yarın o kiÅŸi hem yaptığı iÅŸe hem de topluma zarar verir. Ä°nsanlarında bu öngörüyü dikkate almalarını isterim.

Bu iÅŸe çok zarar verenler de var. Biz bir dizi de oynadık ‘inadım inat’ diye. Bu diziyi çevirenlerin hiçbiri Karadenizli deÄŸildir. Benden ÅŸivemi deÄŸiÅŸtirmemi istediler hayır dedim. Kıyafetimi deÄŸiÅŸtirmemi istediler yine hayır dedim. Bir Karadenizlinin bu kıyafeti giyemeyeceÄŸini söyledim. Bana örnek gösterdiler bak falanca kiÅŸi giydi diye ama ben giymem dedim. Bizim belli bir kültürümüz belli bir yaÅŸam tarzımız var. Biz bize ters düÅŸenleri asla yapmayız. O iÅŸi yapan insan onu giyebilir.

Çünkü dizi, sinema o adamın iÅŸi. Ben radyoda dinleyenlerimin ve daha sonra arasında olduÄŸum insanların karşısında farklı bir formatta çıkarsam insanlar bu kez beni yadırgarlar. Bu durum da beni rahatsız eder. Ä°leri de eÄŸer bende sinema yıldızı olursam, baÅŸarılı olursam belki o zaman yaparım ama ÅŸimdi daha selam vermeden böyle olursa asla kabul edemem.

TAKA: Sizi sevenlere neler söylemek istersiniz?

BAÅžARAN: Bizi dinleyen, bize deÄŸer veren, bizleri destekleyen tüm dinleyenlerime çok teÅŸekkür ediyorum. Zaten onlar var olduÄŸu sürece bende varım. Yani halk severse isterse varsın, yoksa yoksun. Bilhassa genç arkadaÅŸlarıma, bizin jenerasyon ve daha genç arkadaÅŸlarıma ÅŸunu söylemek istiyorum. Herkese insan diye baksınlar. Yok, biri ÅŸöhrettir, öteki deÄŸildir, ayrım yapmasınlar.

Ayrım yaptıklarında halk tarafından yadırganırlar. Sonuçta biri ÅŸöhret öteki deÄŸil ama ikisi de insandır. Böyle yapmazlarsa hata yaparlar. Åžöhret hiç önemli deÄŸil. Ä°nsana insan olduÄŸu için deÄŸer verin. Ha yaptığı iÅŸte baÅŸarılı ise, ona destek verin, alkışlayın. Bu onun en doÄŸal hakkıdır. Bana Karadenizliler hak ettiÄŸim deÄŸeri veriyor. Çok saÄŸ olsun, var olsunlar.

TAKA: Marmara Bölgesi’nde yayın hayatına baÅŸlayan TAKA Gazetesi için neler söyleyeceksiniz?

BAÅžARAN: TAKA dediÄŸinizde aklıma ÅŸu geliyor. Gerçekten vazgeçilmez bir kültür hazinesi. TAKA Ä°stanbul’a geldiÄŸinde en çok belki de ben sevindim. Bir de sahibinin Sürmeneli olması benim hemÅŸerim olması beni çok gururlandırdı. Gurur duydum, çok da deÄŸerli bir sahibi var. Ben özellikle tüm yayınlarımda da TAKA’dan söz ediyorum. TAKA’ya sahip çıkmak gerekir. Karadeniz’i Marmara’dan, Marmara’yı Karadeniz’den haberdar eden bu güzel gazeteyi, gazetenin sahiplerini, mutfağında emeÄŸi geçen herkesi kutluyor baÅŸarılar diliyorum. TAKA Gazetesi’nin ufkunun çok açık olduÄŸunu ve gelecekte çok daha güzel noktalarda olacağından ÅŸüphem yoktur. TAKA Gazetesi’ne yayın hayatında baÅŸarılar diliyorum.