Sosyal Medya

POLÄ°TÄ°KA

'Bu seçimler, iş yapanla, laf üreten arasındaki farkı ortaya koyacak'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yerel seçimin yerel kalkınmaya, belediyeciliğe önem veren vizyoner siyaset ile sadece laf üreten, demagoji yapan, polemik siyaseti arasında farkı bir kez daha ortaya koyacağını söyledi



Başbakan Erdoğan, AK Parti'nin Samsun Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, kitaplarında uzak, ırak, ücra kavramlarının bulunmadığını söyledi.

''Iraklar, uzaklar yakındır yeter ki aşkınız, sevdanız olsun'' diyen Erdoğan, Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı Projesi'ni tamamladıklarını söyledi. Erdoğan, ''Kusura bakmasınlar, bu çamurlar, bu iftiralar AK Parti'nin üzerine yapışmaz. Zira, güneş balçıkla sıvanmaz. Bunu böyle bilsinler. Özellikle, Samsunlu kardeşlerimden rica ediyorum. 29 Mart'ta bunun hesabını onlardan sorun. 29 Mart'ta çamur siyasetini hesabını bunlardan sorun. Demokratik tepkinizi ortaya koyun. Hem bunlara hem de bunların yandaş medyasına gereken cevabı verin'' diye konuştu.

''Yerel seçimin, hizmet siyaseti ile çamur siyasetinin farkını bir kez daha ortaya koyacağını'' ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Bu seçim gerilim ve kriz siyaseti ile güven ve istikrar siyaseti arasındaki farkı bir kez daha ortaya koyacak. Bunların yandaş medyası niye rahatsız oluyor biliyor musunuz? Hortumları kesildi onun için. Bunlarda her tür suistimal var. En sonunda bana onları da açıklattıracaklar. Tamam da beni o noktaya doğru sevk edersen bunu da söyleyeceğim, söylerim ve bundan da rahatsız olmam'' diye konuştu.

''Bu seçim, yerel kalkınmaya, belediyeciliğe önem veren vizyoner siyaset ile sadece laf üreten, demagoji yapan, polemik siyaseti arasında farkı bir kez daha ortaya koyacak'' diyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

''AK Parti olarak bizim bir ilkemiz var. Ne aldatan, ne aldanan olacağız. Samsunlu kardeşlerim bunu iyi bilir. Samsun'da bir deyiş var. Nedir o? 'Aldatan, aldanır' değil mi, öyle mi? Bunu Samsunlulardan öğrendim. Milletimizin karşısına her zaman samimiyetimiz, dürüstlüğümüzle, aşkımızla, sevdamızla çıktık. Yola çıkarken dedik ki, '3Y ile mücadele edeceğiz.' Nedir onlar? 'Yoksullukla, yolsuzlukla ve yasaklarla mücadele edeceğiz' dedik ve bu mücadeleyi başlattık. Çetelerle, mafyalarla mücadele ediyor muyuz? Ediyoruz ama ana muhalefetin lideri ne diyor? Çeteler içeri alınınca, 'ben onların avukatıyım' diyor. Bunu dedi mi? Dinlediniz mi? Olay bu kadar basit açık bu kadar açık ortada. Orada, hiç olmazsa sus da neticeyi bekle, bakalım buradan ne çıkacak? 'Yargısız infaz olmaz'. Eyvallah... 'Kimse kalkıp ta hüküm veremez'. Eyvallah ama süreci bir bekle. Yargı süreci başlamış. Yargıya baskı yapma. Bırak yargı kararını versin, hepimiz ona saygı duyalım. Ama bunlar farklı bir düşüncenin içerisindeler. Onun da içeriklerini biliyoruz. 6 yıldır bu mücadeleden taviz vermedik yine vermeyeceğiz. Çünkü, dik duracağız ama dikleşmeyeceğiz.

Bu millet AK Parti'yi kurdu ama kurarken bize bir görev verdi. Dedi ki 'tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemeyecek ve yedirmeyeceksiniz'. Bu millet bize dedi ki, 'Türkiye'ye ayak bağı olmuş, Türkiye'ye pranga olmuş bütün ağırlıklardan kurtulduk ve bizi kurtarıyorsunuz.' O nedenle 3 Kasımda 34,4; 28 Martta yüzde 42, 22 Temmuzda da yüzde 47 dedi... Ve yüzde 47'nin dışında olanlara 'size de biz hizmetkarız' dedik. Fakat onlar dedi ki' hayır, yüzde 47, yüzde 53 var öbür tarafta dediler. Şimdi benim halkım diyecek ki, 'Yüzde 47'yi de beğenmediniz alın size...' diyecek, diyecek. Hangi dilden anlıyorlarsa o dilden konuşacak. Çünkü biz tüm kalbimizle halkımızın içindeyiz. Tüm teşkilatımızla, milletvekillerimizle halkımızın içindeyiz. Biz siyaseti gazete sayfalarından, televizyon ekranlarından, Babıali'den, İkitelli'den yapmayız. Biz siyaseti, milletimizle birlikte milletin içinde yaparız. Bizi arayan, Kocaeli'de, Kırşehir'de, Kastamonu'da, Sivas'ta, Sinop'ta, Amasya'da bulur. Bizi arayan işte burada Samsun'da bulur.''

-''MİLLETİN BAŞI ÖNE E?İLMEYECEK''-

''Bizim işimiz hizmet, gücümüz millet'' diyen Başbakan Erdoğan, bunun dışında parola tanımadıklarını ve bunun dışında bir anlayışa asla prim vermediklerini ifade etti.

''Milletin başının öne eğilmeyeceğini'' anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Şair, 'başın öne eğilmesin, aldırma gönül, aldırma'' diyor ya... İşte biz de bunu söylüyoruz, bu milletin başı öne eğilmeyecek. Kim ne derse desin, 'aldırma gönül, aldırma' diyorum. Kimse bu ülkeyi ülkelerden bir ülke gibi değerlendiremeyecek. Yurt içinde, yurt dışında benim vatandaşım kendini, yalnız, kendisini itilmiş, horlanmış, ötelenmiş hissetmeyecek. İşte 6 yıldır bizim mücadelemiz bu dur. Küçük düşünmek bize yakışmaz. Biz büyük düşünecek, adımlarımızı büyük atacağız. Bu milletin çok önemli bir hasleti var. Tarih boyunca bu millet her zaman mazlumun, haklının, doğrunun, barışın, adaletin yanında olmuştur.

Ne diyor İstiklal Marşı'nın şairi; ''Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem. Gelenin keyfi için geçmişe asla sövemem. Yumuşak başlıysam, kim dedi uysal koyunum? Kesilir belki fakat tekmeye gelmez boynum. Kanayan bir yara gördün mü yanar ta ciğerim. Onu dindirmek için kaç kamçı yerim, çifte yerim. Adam aldırma da geç git diyemem, Aldırırım çiğnerim, çiğnenirim. Hakkı tutar kaldırırım. Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu.' İşte bu ruhla, bu felsefeyle, bu anlayışla hareket ediyoruz. Nerede mazlum varsa, ezilmiş varsa uluslararası kurallar çerçevesinde, diplomatik kurallar çerçevesinde Türkiye oradadır, bu millet oradadır. Bunun başka türlü izahı yoktur. Gerektiğinde Türk Kızılayı, TİKA, sivil toplum örgütleri ile oradadır. Tek tek vatandaşıyla, yardım örgütleriyle oradadır. Gerektiğinde barış gücü askerleriyle oradadır. Gerektiğinde de devlet, arabulucu, barış elçisi olarak oradadır. Gerektiğinde de tavrını tam manasıyla ortaya koyarak oradadır.

Ama birileri karşımızda yüksek sesle konuşabilir. Yüksek sesle konuşmak haklılığın değil, suçluluğun ifadesidir. Yeter ki siz gerçekleri anlatın, konuşun o zaman göreceksiniz ki insanlık buna çok daha farklı yaklaşacak.''

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.