Sosyal Medya

RÖPORTAJ

Yücel Çelikbilek?le ilk özel söyleşi

Kavacık?ta bulunan Seçim Koordinasyon Merkezi?ndeki çalışma ofisinde ziyaret ettiğimiz AK Parti Beykoz Belediye Başkan Adayı Yücel Çelikbilek, ilk özel söyleşisini Dost Beykoz?la yaptı.



Uzun süren aday adaylığı sürecinin ardından Genel Merkezce
adaylığı açıklanan AK Parti Beykoz Belediye Başkan Adayı
Yücel Çelikbilek, İl Genel ve Belediye Meclis Üyesi Adayı
 listelerinin açıklanmasından sonra teÅŸkilatlarıyla kenetlen-
erek 29 Mart?ta yapılacak Mahalli Genel Seçimlere yönelik
çalışmalarına devam ediyor.

 

Kavacık?ta bulunan Seçim Koordinasyon Merkezi?ndeki çalış-

ma ofisinde ziyaret ettiÄŸimiz AK Parti Beykoz Belediye BaÅŸ-

kan Adayı Yücel Çelikbilek, ilk özel söyleşisini dost Beykoz?la

yaptı.

 

Dost Beykoz İmtiyaz Sahibi Kader Gür ve Haber Müdürü

Sinan Kavrak?ın sorularını yanıtlayan Çelikbilek, İstanbul

Büyükşehir Belediyesi?nde görev yaptığı 10 yıllık tecrübe-

sinin Beykoz?a çok şey katacağına inandığını ifade etti.

 

Çelikbilek, ?İBB ve Ankara?nın tüm imkânlarını Beykoz için seferber edecek alt yapı, donanım ve ekibe sahip olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum? dedi.

 

 
  • AK Parti?de aday adaylık sürecini nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz?

 

Çok seviyeli bir adaylık süreci yaşadığımızı düşünüyorum. Hamdolsun AK Parti?de diğer bazı partilerde olan çirkinlikler meydana gelmiyor. Birbirinden değerli ve kaliteli 11 arkadaşımız adaylık için başvurdu. Ben adaylık başvuruları başlamadan önce parti büyüklerimize ?bana ihtiyaç duyulursa veya görev tevdi edilirse her zaman hazırım? dedim. Sağolsun Sayın Genel Başkanımız ve diğer büyüklerimiz bizi uygun görmüş.

 

  • Beykoz Belediye BaÅŸkanı Muharrem Ergül?ün aday gösterilmemesini nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz. Sizce sorun neydi?

     

AK Parti?de bu işler nöbet şeklindedir. Muharrem bey gibi çok değerli bir ismi büyüklerimiz mutlaka değerlendirecek. Nasıl ki ben İBB?de 10 yıldır yürüttüğüm koordinatörlük ve danışmanlık nöbetimi tamamlayıp Beykoz?a gelmişsem aynı şey diğer tüm arkadaşlarımız için de geçerlidir. Şunu da unutmamak lazım İBB?de yaptığım görev Beykoz Belediye Başkanlığı kadar ağır bir görevdi. Ama bizim gönlümüzde Beykoz sevdası var ve bu sevda her şeyin önüne çıkıyor.

 

 
  • 1994?1999 yıllarında Beykoz Belediye BaÅŸkanıydınız. Bu süreçte ciddi çalışmalarınız oldu. 1999 seçimlerinde ise çok az bir farkla seçimleri kaybettiniz. Bu süreci nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz?

       

1994 yılında göreve geldiğimde Beykoz?un dağ gibi sorunları vardı. Neresinde tutsak elimizde kalıyordu. Alt yapı, yol, kanalizasyon, çöp neler neler. Kokudan sokaklara giremezdik. Yaz aylarında akşamları evlerimizin penceresini kokudan açamıyorduk. Sular kesildi mi günlerce gelmez, geldi mi ise çamurlu akardı. Tülbentlerle suları filtre etmeye çalışır, küvetleri suyla doldururduk. Beykoz?da ve İstanbul?da bunları yaşadık. Ama göreve geldiğimizde hızla bu sorunların çözümü için çalışmalarımıza başladık. Bir taraftan vatandaşlarımızın en temel hakkı olan barınma hakkına yönelik çalışmalarımızı sürdürürken, bir taraftan da Beykozlu kardeşlerimizin hak ettiği kaliteli hizmeti alabilmesi için Belediye?nin tüm birimlerini harekete geçirdik. Su sorununu hızla çözdük. Çözerken de alt yapı yatırımlarını hızlandırdık. Kanalizasyon, yol, dere ıslahı gibi sorunları da acil sorunların peşinden belli bir programla çözmeye başladık. Bir taraftan da mülkiyet konusunu çözmek için uğraşlarımıza devam ediyorduk.

 

 
?Seçim yatırımı yapmadığımız için seçimi kaybettik?

 

Ancak 1999 yerel seçimleri yapıldı ve çok az bir farkla seçimleri kaybettik. O dönemde hatırlarsınız üçlü koalisyon hükümeti vardı ve Başbakan Bülent Ecevit?ti. Bölücü başının paketlenip bize teslim edilmesinin yansımaları DSP?nin mahalli seçimlerde büyük bir çıkış yaşamasını sağladı. Tabi bizim de seçimler yaklaşmışken bunu önemsemeyerek alt yapı çalışmalarını devam ettirmemizin yol açtığı olumsuzluklar da var. Mesela Çukurçayır?da alt yapı çalışması yapıyoruz. Yol bozuk ama çalışma olduğu için asfaltlama yapmıyoruz. Amaç tekrar kazıp, yeni bir maliyete yol açmamak. Vatandaşımız rahatsız ve haklı olarak da şikâyetçi. Seçimlere de kısa bir süre kalmış. İşte 1999?da bize seçimi seçim yatırımı yapmamamız kaybettirdi.

 

  • Sizden sonra Beykoz belediyecilik anlamında deÄŸiÅŸik bir süreç yaÅŸadı. Ana arterlerde Ä°BB?nin yaptığı çalışmalara dönemin Beykoz Belediyesi farklı pankartlar asarak tepki koydu. ?Burada yapılan çalışmadan belediyemiz sorumlu deÄŸildir? ÅŸeklinde pankartlar asıldı. Bunun anlamı neydi? 

 

?Beykoz?un bir beş yıl daha kaybetmeye tahammülü yok!?

             

O pankartlar maalesef acziyetin ve yetersizliğin ifadesiydi. O dönem Beykoz çok şey kaybetti. Çarpık yapılaşma arttı. Ve Beykoz çok değerli bir 5 yıl kaybetti. Ben o dönemde İBB?de koordinatör ve danışmandım. Ama her şeyden önce Beykozluydum. Beykoz?un İBB çalışmalarından pay alabilmesi için elimizden geleni yapıyorduk. Ama maalesef bu hizmetlerin önündeki en büyük engel dönemin Belediye Başkanıydı. Biçok çalışmamızı onun engellemelerine rağmen resen yapıyorduk. En büyük korkusu İBB olarak yaptığımız çalışmalarla reklamımız olur endişesiydi. Oysa, uyanık olsa, iş bilse çalışmayı yaptırır, gelir bir de çalışanları ziyaret eder ve vatandaşa kendi reklamını yapardı. İşte bu yüzden Beykoz seçimini çok dikkatli yapmalı diyoruz. Çünkü bir beş yıl daha kaybetmeye tahammülü yok Beykoz?un. Zira makas iyice daraldı. Kapanan fabrikaların açtığı tahribat had safhada. İşsizlik ülke ortalamalarının çok üzerinde. Dönüşüm ve ıslah projelerinin yanında turizm, kalkınma ve ulaşım projelerinin acil olarak hayata geçirilmesi şart. Mülkiyet, ecri misil ve işsizlik konularında çok ciddi ve radikal çözümler üretilmesi lazım. Böyle ciddi bir süreçte Beykozlunun macera aramayacağına inanıyorum. Zira kaybedecek bir dakikamız bile yok.

 

 
  • Beykoz?un sorunları çok. 2-B, imar, ecri misil, iÅŸsizlik, eÄŸitim, ulaşım. Tüm bu sorunların çözümü için projeleriniz var mı?

 

AK Parti her zaman belli bir plan ve program çerçevesinde çalışır. Beykoz?un sorunları belli. Bu sorunların çözüm yoları da belli ve projelerimiz elbette var. Ancak kimse de kimseyi kandırmasın. Beykoz?un sorunları öyle bir gecede çözülebilecek sorunlar değil. Sabır, disiplin, ciddi bir planlama ve cesaret isteyen sorunlar bunlar. Çözümü için hükümetin Ankara?dan, çıkaracağı yasalarla destek vermesi gereken sorunlar. İşte bu yüzden Ankara, İBB ve Beykoz üçlüsünün değişmemesi gerek diyoruz. Bu sorunların tamamının çözümü mülkiyet meselesinde kilitlenmektedir. İşsizliğin çözümü için istihdam alanları yaratmak lazım, mülkiyet sorununa bağlı. Eğitim için okullar açmanız lazım, yine mülkiyete bağlı. Ulaşım dahi lokal mülkiyet konularına bağlı. Bu yüzden 2-B yasasının yasalaşmasıyla başlayan çalışmaların ilerleyen günlerde hızla geniş bir alana yayılarak imar ve mülkiyet konularında çok ciddi çalışmalar yürütüleceğini düşünüyorum. Ecri misil yasasının da meclis gündeminde olduğunu biliyoruz.

 

 

 ?Anıtlar Kurulu ve SÄ°T?i başımıza bela edenler ÅŸimdi çıkmış sorunu biz çözeriz diyor?

 

Tabi tüm bu sorunların geldiği, başladığı bir kaynak var. 1994 yılındaki mahalli genel seçimlerde hükümet olan anlayış, İstanbul?u ve Beykoz?u kaybedince 1995 yılında adeta cezalandırır gibi Beykoz?u Doğal SİT alanı ilan etti. Başımıza SİT?le birlikte Anıtlar Kurulu?nu bela eden CHP bu gün yaşadığımız sorunların tek sorumlusudur. AK Parti olarak bu sorunların çözümüne yönelik ne zaman bir girişimde bulunduysak ya CHP, ya da dönemin Cumhurbaşkanı soluğu Anayasa Mahkemesi?nde aldı.1994?de göreve başladığımızda imar konusunda çok ciddi bir çalışmaya başlamıştım. Ancak maalesef bu SİT yasası Beykoz?un kolunu kanadını kırdı ve bizim de çalışmalarımız boşa gitti. Şimdi bu kardeşlerimiz meydanlara çıkıp bu sorunları kendilerinin çözeceğini iddia ediyorlar. Bu ne kadar inandırıcıdır vatandaşlarımızın takdirine bırakıyorum. Beykoz gerçekten çok zor bir arazi. Her taraftan zorlama yasalarla kuşatılmış, eli kolu bağlanmış. Bu durum tabiatıyla gerilim üretmek isteyen, imar sorunu üzerinden vatandaşların hassasiyetlerini kaşımak isteyen muhalefete de imkan sağlıyor ve özellikle seçim dönemlerinde Beykoz?un nüfusunun yarıya indirileceği, bazı mahallelerin yıkılacağı gibi dedikodular üretilmesine yol açıyor. Bu tür yaklaşımları ben çok ahlaksızca buluyorum. İnsanın en kutsal haklarından biri olan barınma hakkını siz tutup şahsi politikalarınıza alet ederseniz sandıkta tokadı yersiniz.

 
  • Programlarınızı takip edebildiÄŸimiz kadarıyla çıtayı oldukça yükseÄŸe koymuÅŸsunuz. Yüzde 55 oy istemenizin nedeni ne? Niçin yüzde 55?

 

 

?Beykoz?da Belediye Başkanı olan gemileri yakacak. Elini değil, kafasını taşın altına koyacak?

 

-Beykoz hakikaten oldukça zor bir yer. Sabır ve özveri isteyen bir yer. Düşünün ki önünüz deniz, Boğaziçi ön görünüm, geri görünüm, geri görünüm etkileşim alanı, 2-B, SİT, Anıtlar, Orman, Askeriye, vakıf, hazine. Ve siz burada 270 bin nüfusu bu yasa ve kurumların demir pençesinden kurtarmaya çalışırken bir taraftan da onları ev sahibi yapmaya çalışıyorsunuz. Bu süreç sabır ve çalışma gerektiren bir süreç. Beykoz?da görev yapan kendini feda edecek. Gecesi, gündüzü Beykoz olacak. Şunu bir kere çok iyi bilmek lazım; demokrasilerde idareler gücünü halktan alır, halkın desteğinden alır. Bu destek, bu güç ise sandıktan çıkan oydur. Beykoz?un sorunlarını çözecek kadrolarda yürek olması lazım, cesaret olması lazım. Elini değil kafasını taşın altına koyabilmesi lazım. Bunun içinse sesinin çok gür çıkabilmesi lazım. İşte siyasetçinin sesinin ayarı sandıktan aldığı oydur. Sayın Başbakan?ın 22 Temmuz?da aldığı oy oranı % 30 olsaydı Davos?ta sesi o kadar güçlü çıkabilir miydi? Hayır, çıkamazdı. İktidar gücünü halktan alır. Ben gittiğim her yerde bir çıta belirledim. % 55 oy istiyorum Beykozludan dedim. % 55?in gücüyle sesim her yerde daha güçlü çıkacaktır çünkü. Ama bu % 55 olmaz da 60 olur 65 olur, bakın ona da hayır demem.

 

 
  • Muharrem Ergül döneminde de hükümet, Ä°BB ve Ä°lçe Belediyesi AK Parti?ydi. Neden çözülemedi bu sorunlar?

 

-Eğer tek katlı bir gecekondu yapacaksanız temel çok önemli değildir. Biz Beykoz?u adeta yeniden inşa ediyoruz. Geçen 5 yıllık süreçte Beykoz boş mu durdu zannediyorsunuz. 800 trilyonun üzerinde hizmet geldi Beykoz?a. Bu hizmetlerin büyük çoğunluğu alt yapı yatırımıydı. Beykoz?un uzun yıllardır ihmal edilen alt yapı sorunlarını bu beş yılda çözdük. Dere ıslahlarını yabana atmamak lazım. Eskiden yağmur yağdı mı Beykoz?u su basardı. Şimdi hamdolsun şırıl şırıl akıyor ve tüm atıksular arıtma tesislerinde arıtılıp neredeyse içme suyu kalitesinde denize deşarj ediliyor. Geçen yıl gelmesi planlanan doğalgaz Belediye Başkanı Muharrem Ergül?ün çok özel çabalarıyla gelmiştir Beykoz?a. Ortaçeşme?de bulunan Tarihi Kışla?da yakın bir zamanda ekonomiye kazandırılacak. Bunlar gibi onlarca yatırım sayabilirim size. Bunları görmemek insafsızlık olur.

 

 

?CHP vatandaş için yaptığımız işlere hep engel koymaya çalışıyor!?

 

-Gündemimizde mülkiyet ve 2-B sorunu her zaman vardı. Bu sorun sadece Beykoz?u veya Sarıyer?i ilgilendiren bir problem de değil. Bu problem ülkenin genelinde yaşanan çok önemli bir problem. Ama geçen 5 yıllık süreçte ne zaman bu sorunların çözümü noktasında bir hazırlık yaptıysak karşımızda ya CHP?yi, ya da dönemin Cumhurbaşkanı?nı ve dolayısıyla Anayasa Mahkemesi?ni bulduk. Bu partinin mülkiyet sorunu, 2-B sorunu veya ecri misil sorunu olmadığı için vatandaşın huzur içinde yaşaması için yapılan çalışmaları hep sabote ediyorlar.

 

 
  • Beykozspor 1908 AÅž son 20 yılın en baÅŸarılı sezonunu yaşıyor. Camia adeta mest olmuÅŸ durumda. Takıma destek olmaya devam edecek misiniz?

 

Beykozpsor?un geçen yıl başladığı bu şanlı yolculuk bu sene de artarak devam ediyor. Bu büyük başarıdan mutlu olmamak mümkün mü? Koltuklarımız kabarıyor. Tabi ki takımımıza imkanlarımız çerçevesinde her türlü desteği vereceğiz. İBB?den de bu konuda alınması gereken her türlü desteği alacağımızdan emin olabilirsiniz.

 

  • Ä°l Genel ve Belediye Meclis üyeleri kesinleÅŸti. CHP?de büyük bir kavga var. AK Parti?de bu anlamda su yüzüne çıkan bir durum yok gibi görünüyor. Görüntü mü böyle yoksa gerçekten sorun yok mu? CHP?nin listesini nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz?

 

AK Parti?de asla makam mevki kavgası olmaz. Bizim tek derdimiz vardır hizmet. 31 Beykoz Belediye ve 6 İl Genel olmak üzere 37 meclis üyesi arkadaşımın tamamı bu duygu ve anlayışla bizimle yola çıkmıştır. Bu anlayıştan uzaklaştığını hissettiğimiz arkadaşımızla o anda yollarımızı ayırırız. Bu arkadaşlarımızla bu konuda gerekli konuşmayı ve uyarıyı yaptık. Ve göreceksiniz önümüzdeki 5 yıl boyunca bu arkadaşlarımız Beykoz için çok ciddi çalışmalar ve projeler üretecekler.

 

 

?Listeye girenle giremeyen aynı duyguları paylaştı. Bütün arkadaşlarımın birinci önceliği Beykoz?dur?

 

Aday adaylığı sürecinde bütün arkadaşlarımızla bire bir ve toplu görüşmeler yaptık.Listeler kesinleşinceye kadar bu arkadaşlarımızla her gün sabah 6.30?dan gece yarılarına kadar sokak sokak, ev ev gezdik. Hiçbir arkadaşım ?acaba seçilecek miyim ya da seçilmeyecek miyim? korkusuyla hareket etmedi. Listeler kesinleştikten sonra da listede yer alan da almayan da, bütün arkadaşlarımla Beykoz Korusu?ndaki İBB Sosyal Tesisleri?nde bir araya geldik. O gün benim için çok anlamlı ve özel bir gün oldu.

 

CHP?nin listelerini değerlendirmem çok doğru olmaz ama şu kadarını söyleyeyim mahalle dağılımında çok özensiz davranılmış. Onlara ve diğer partilere seçimlerde başarılar diliyorum.

 

  • Son olarak BaÅŸbakan Recep Tayyip ErdoÄŸan?ın Davos?taki çıkışını nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz?  

 

Sayın Genel Başkanımız Davos?ta ezilen halkların sözcüsü olmuştur. Burada bir konuyu doğru okumak lazım. Sayın Başbakanımızın arkasında % 47?lik bir halk desteği vardır. Bu desteği arkasında hisseden her sorumluluk sahibi, basiretli lider vatandaşının onurunu ve şerefini asla çiğnetmez. Dünyanın bütün ülkeleri Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı?na nasıl davranabileceğini çok iyi bilmelidir. Başbakanımız dünyaya o dersi ve mesajı vermiştir.

 

Sayın Başbakanımız o gün dünyaya bir mesaj daha vermiştir. O da ezilen halkların, yoksul halkların, mazlum halkların uğradığı haksızlıkların sonuçlarının tüm dünyanın sorumluluğunda olduğu mesajıdır. Dünün ?Hasta Adamı? Türkiye bu gün dünyad 50?den fazla muhtaç ülkeye yardım göndermektedir. Bu bile geldiğimiz süreci özetlemek için yeterlidir sanırım.

 

 

?Daha dün bu ülkenin Başbakanının ayaklarının dibine yazar kasa, suratına da Anayasa Kitabı fırlatılmış, ülke uçurumun eşiğinden dönmüştü?

 
Çok değil bundan birkaç yıl önce dönemin Başbakanı?nın ayaklarının dibine hem de Başbakanlık önünde, yaşanan ekonomik krizden dolayı yazar kasa atılmış, dönemin Cumhurbaşkanı da yine Başbakan?ın suratına Anayasa Kitabı?nı fırlatarak dünya ekonomi tarihinin en derin krizini başlatmıştı. Türk milleti bir gecede milyarlarca dolar borçlandırılarak daha da fakirleştirilmişti. Hamdolsun bu gün hükümetimiz dimdik. Dünyayı kasıp kavuran krize ve onun her türlü olumsuzluğuna rağmen yolumuzda dosdoğru gidiyoruz. Size bütün kalbimle inandığım bir gerçeği söyleyeyim. Eğer AK Parti 2002?de iktidara gelip istikrar ortamını çık kısa bir sürede tesis edemeseydi Türkiye?nin bu günkü halini hayal etmekten bile korkuyorum.

 

Özel Röportaj

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.