Sosyal Medya

SAVAÅž AY BÄ°ZÄ°M FATÄ°H'Ä° YAZDI

Usta gazeteci Savaş Ay, bugünkü köşesini, 'Rize'de yaşanmış fikra gibi olaylar' kitabını baz alarak Fatih Sultan Kar'a ayırdı...



Rize'de yaşanmış fıkra gibi olaylar
SAVAÅž AY

Şükür ki Anadolu'nun Nasrettin Hocaları hala yaşıyor, ürüyor, çoğalıyor, yaşıyor. İnsanımızın eşsiz gülmece ustalığı doğudan batıya, kuzeyden güneye her yanı her yöreyi kahkahalar diyarı ediyor. Çağdaş Nasrettin Hocalarımız'dan biri de pırıl pırıl bir Karadeniz evladı. Adı Fatih Sultan Kar. Onun marifetlerini kıvançla sunacağım şimdi size. Madem ki İstanbul'a kar geldi o zaman bugün bu köşeye de kar yağsın, Fatih Sultan Kar kardeşimin derlemeleri, gözlemleri, derledikleri gelsin ta Rize'den.

ESKÄ° FOTO?RAFLAR
Fatih kardeş diyor ki; "Savaş Abi, öncelikle bir Rizeli olarak memleketimi sayfalarınızda çok güzel bir şekilde yansıttığınız için teşekkürler. Kendime ışık olarak gördüğüm, yıllarca duruşunu bozmayan sizin gibi değerli bir büyüğümün sayfalarında şahsımdan "Rize'de yaşanmış fikra gibi olaylar" dan söz etmeniz çok mutlu kıldı. Size yıllar önce Rize Dedeman'ın açılışında çektirdiğimiz fotoğrafı ve kitabımı gönderiyorum.
İşte bu kitaptan alıntılar süsleyecek köşeyi bugün. Az aşağıda görün okuyun.

Kırk yılda bir

Celal Memişoğlu esprili ve renkli kişiliğiyle Rize'nin unutulmaz isimleri arasındaki yerini almıştır. Çok partili dönemin başladığı sıralarda Rize'ye gelen mebuslardan birini karşılamakta biraz heyecanlı ve iltifatta mübalağalı davranır. Mebus:
- Ne bu iltifat? diye sorar.
Celal hemen cevabı yapıştırır:
- Nasıl iltifat etmeyelim... Kırk yılda bir geliyorsunuz.

NOTA
Müzik sınavında Koto namı ile tanınmış öğretmen Sıtkı Özkay dışarıdan sınava katılan sporculara sorar:
- Nota nedir?
Cevap verirler :
- Biz ara sıra Yunanistan'a çekeriz, ara sıra da onlar bize çeker.
Bir başka olayda Kalaç Esat evinin önüne çıkar, başlar sela okumaya (Rize'de ölüm olayı meydana geldiğinde hemen sala okunur.) Köylü hemen toplanır ve sorarlar:
- Hayrola kim vefat etti?
- Yengenuz rahmete kavuÅŸti.
- Vah vaaaah.
- Çaylukta çaylarun zamani geçecek, toplayacak da kimse yok, cenazeye başlasak çay karta kaçacak. Hazır geldunuz ha bu çayi beş dakkada halledelum, cenaze kalkana kadar... Tüm köy halkı bir anda çaylığa dalar ve çayı evin önüne yığar. Sonra bir de bakarlar ki yenge ayakta. Onları karşılayıp ikramda bulunuyor. Herkes şaşkındır.
Kalaç gülerek döner millete:
- Baktuk ikumuz bu çayi ebedi toplayamazuk, onun içun size bu oyini oynayup işi biturduk.

PAHALI VÄ°ZÄ°TE
Doktor Temel'in muayenehanesine bir hasta girmiş. Temel adamı muayene etmek için gözlükleri takmış ama bir de bakmış ki ne görsün? Hastayım diye kendisine gelen adam ünlü dahiliye mütehassısı Prof. Salomon değil mi?
- Aman hocam, sizin gibi bu işin kitabını yazmış bir uzman doktor benim gibi tanınmamış bir doktora muayeneye gelir mi?
- Ne yaparsın dostum. Benim vizitem çok pahalı.

YALNIZ MISINIZ?
İki Laz hemşerimiz vapurdan çıkıp Karaköy'de yürürken köşesinde küçük bir yazıhane bulunan çok geniş bir dükkana girerler. Merak ederler acaba burada ne satılır diyerek yazıhanede oturan iki kişiye hitaben:
- HemÅŸehrum burada ne sataysun?
- Eşek satıyoruz eşek lazım mı?
Bu söze bozulan hemşerimiz hemen lafı yapıştırır.
- Yalnuz ikinuz misunuz, yoksa daha var midur?

ÇALINAN TABUT
Sarhoşun biri gece mezarlıktan geçerken üstü açık bir mezara düşer. Ayağı burkulur ve can acısı ile korkudan bağırmaya başlar. O sırada sesi duyan mezar bekçisi Karadenizli mezarın başına koşar ve aşağıya bakıp durumu görünce bağırır:
- Ula ne gürülti edeyisun, çaldurmasaydun tabutuni.

KAYNANA
Yargıç boşanma davasında Temel'e sorar:
- Karın sana iskemleyi fırlattıktan sonra aniden evden kaçmış ve bir daha dönmemişsin, neden?
- Ne edeyim Hakim bey, kaynanam düşünceli düşünceli büfeye bakmaya başlamişti.
Pazarlı, köye giderken yolda bir zenciye rastlar ve sorar:
- HemÅŸehrum, Pazarli misin?
- Yok.
- HemÅŸinli?
- Yok.
- Rizeli ?
- Yok.
- Anladum onun içun boylesun.!
Sağ olasın Fatih kardeş. Aklınla emeğinle bin yaşa.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.