Sosyal Medya

RÖPORTAJ

Tarihimizi bilmesek Tarihimiz ile bizi oynatırlar!

Türk Tarih Kurumu eski Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu?dan Karadeniz?e çarpıcı açıklamalar



Prof.Dr. Halaçoğlu, "Eğer tarihi yazmaktan korkuyorsak, gerçekleri anlatmaktan korkuyorsak, o zaman birileri bu tarihi bizim adımıza farklı şekilde ortaya koyar" dedi.

Halaçoğlu, ?Türkiye başkasına muhtaç olmadan ayakta kalabilir. Kendi çevresinde hem ekonomik, hem siyasi olarak en etkili devlet olabilir? dedi.

Özellikle sözde Ermeni soykırımı konusunda sert çıkışlarıyla Türkiye gündemini değiştiren, kıvrak zekasıyla tüm dünyaya tarih dersi veren Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Türk Tarih Kurumu Başkanlığından aniden görevden alınmıştı. ?Hala görevden neden alındığımı anlamış değilim? diyerek önemli bir sırrı da ortaya koyan Prof. Dr. Halaçoğlu, Karadeniz Gazetesi?ne önemli açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Halaçoğlu gündeme oturacak şu açıklamaları yaptı: ?

MÄ°LLÄ° MÃœCADELE VERÄ°LMELÄ°
Türkiye üzerinde oynanan oyunlar karşısında Türkiye'de bir milli mücadelenin verilmesi gerekir.
'Batı emparyalizminin, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye üzerindeki plan ve projeleri 1970'li yıllarda sona ermiş gibi gözükmesine rağmen, gizli düşmanlar tarafından sinsice devam ettiğini biliyoruz. Etrafımıza baktığımız zaman, Türkiye üzerinde oynanan oyunların veya Türkiye'den istenenlerin bu cümleyi teyit edici, doğrulayıcı pek çok yönünü görebilirsiniz. Özellikle Avrupa Birliği'ne giriş süreci içerisinde Türkiye'deki vatandaşlarımızın bir kısmı dini, bir kısmı da etnik olarak azınlık statüsüne sokulmaya çalışılıyor. Avrupa'da var olduğu Türkiye'de olmadığı söylenen demokrasinin, insan hakları özgürlüğünün bize dayatılması, fakat kendilerinin bunun aksine davranması ve Türkiye içinde bir takım vakıflar veya bir takım kuruluşlar aracılığı ile kendi seslerini duyurmaya çalışmalarını göz önüne alacak olursak, bugün Türkiye'de gizli bir milli mücadelenin verilmesi gerektiğini de ortaya koyuyor.

YABANCILAR TÃœKÄ°YEDE KÄ° ETNÄ°K UNSURLARI KAÅžIYOR
Türkiye?nin etnik yapısı üzerine yabancıların yoğun çalışmaları var.Bizden daha iyi çalışıyorlar diyebilirim. Bu konuda Türkiye?de çok araştırma yapılıyor.Nedir bu ilginin sebepleri?Türkiye Cumhuriyeti?nde etnik grupların neden yayınlandığını, bunun bir harita üzerinde niçin detaylandırıldığını iyi değerlendirmek lazım. O çalışmalar, bilimsellikten uzak etnik tasniflerle Türkiye?de zihinleri bulandırıp kargaşa hedefleniyor. Sevr?i uygulayamadılar. Türkiye hâlâ büyük ve dışardan yıkmaları mümkün değil. Yugoslavya?yı nasıl parçaladılar, Sovyetler nasıl çöktü, Irak ne hale geldi? Aynı oyun Türkiye?de de oynanıyor. İnsanları birbirine düşürmek çok zor değil. Hem dinî hem ırkî olarak düşürebilirsiniz. Ülkeler bunu kendi çıkarları için yapabilir, önemli olan bizim ne tedbir aldığımızdır. Kendi aramızda tartışmazsak sorunları çözemeyiz.yabancı güçler bizim ancak kendi içerimizden yıkılacağımızı çok ama çok iyi biliyor.


Osmanlı Devletide zaten böyle yıkıldı.ve dağıldı.bizim asla bir birimizle sorunumuzun olmaması gerekir.Kargaşa ortamına doğru sürükleniyoruz. Türk-Kürt çatışmasının suni bir çatışma olduğunu, birtakım güçlerin Alevi-Sünni çatışması da çıkarmaya çalıştığını, buna karşın birlik ve beraberlik içinde olmamız gerektiğini hep söyledim. Biz bir imparatorluk bakiyesiyiz. Çöküşle birlikte içe doğru bir nüfus akımı olmuş. Türkiye'nin yüzde kırkı buralardan gelen nüfustur. 1920'lerde 13,5 milyonduk. Gelenlerin büyük bölümü Türk'tür, ama içlerinde Boşnak, Arnavut, Dağıstanlı vardır, hatta Müslüman olan Gürcüler vardır. Müslüman oldukları ve bu toprakları benimsedikleri için gelmişler. Bunları mozaik olarak görmemek gerekir, siyasetçilerin de buna dikkat edip bunları vatandaş olarak görmeleri gerekir.
"BATI, HRÄ°STÄ°YAN OLMAYAN ÃœLKELERDE KARGAÅžA OLUÅžTURULUYOR
Batı'nın Hristiyan olmayan ülkeleri gerici olduğunu iddia ederk oralarda kargaşa oluşturup, insanları birbirine düşürdüğünü görülmektedir., "İsrail'in Ortadoğu'da yaptıkları karşısında sessiz kalması, Türkler'e iftira ve yalan üzerine kurulan iddiaları gerekçe göstererek aldığı siyasi kararla olayın gerçek boyutunu ortaya koymaktadır. Ermeniler, 1915 olaylarında 1.5 milyon Ermeni'nin öldürüldüğünü iddia etmektedirler. O dönemde Osmanlı Devleti'nde Ermeniler'in sayısını en fazla gösteren Ermeni Patrikhanesi'dir. Onlar dahi 1.9 milyon civarında rakamlar ifade etmektedir. Bu durum rakamların ne kadar abartıldığını gözler önüne sermektedir. Tehcir sırasında hayatını kaybeden Ermeniler'in sayısı 206 bin civarındadır. Unutmayalım ki, o yıllarda Balkanlar'dan ve Kafkaslar'daki zulümden kaçarak Anadolu'ya sığınmak zorunda kalan Türkler'in sayısı 8 milyonu geçiyor. Binlerce Türk bu zorunlu göçlerde hayatını kaybetmiştir. Sadece Van bölgesinde 100 bin Türk, Ermeniler tarafından şehit edilmiştir. Bu sıralarda Osmanlı ordusunda 711 bin asker şehit olmuştur. Osmanlı Devleti'ni yıkmak için etnisiteyi körükleyen Batı devletleri, aynı oyunu günümüzde Kürtler'i kışkırtmak ve Türkiye'yi parçalamak amacıyla oynamaktadır. Büyük lider Atatürk, özgüven içerisinde manda ve himayeyi kabul etmediği için başarılı olmuştur. Türk milletini bağımsızlığa götürmüştür. Atatürk, kendi plan ve düşüncelerine inanmıştı. Bizlerin de kendimize güvenerek olaylar karşısında milli duruşu sergilememiz gerekir.

KÜRT VATANDAŞLARIMIZI BATI PKK İLE ÖZDEŞLEŞTİRMEK İSTİYOR.
Ermeni evlatlıklar, Kripto Hıristiyanlar üzerine çok konuşuldu. Hatta gizli Ermenilerin PKK'nın destekçisi olduğu söylendi. Kendilerini Kürt Alevi gösteren bazı Ermeniler var, bu gibi kişiler PKK ve TİKKO'nun içinde de var. Dolayısıyla PKK ve TİKKO'yu sadece bir Kürt hareketi, Kürt sorunu olarak görmemek lazım. Burada Dünyada bizi bölmek isteyen devletlerin verdiği büyük bir mücadala var. Bir devleti asla dışarıdan birileri gelip yıkamaz. bunada gücü yetmez. Bizim topraklarımızın her karesinde Şehit kanı vardır. Türkiye hâlâ büyük ve dışardan yıkmaları mümkün değil. Yugoslavya'yı nasıl parçaladılar, Sovyetler nasıl çöktü, Irak ne hale geldi? Aynı oyun Türkiye'de de oynanıyor. İnsanları birbirine düşürmek çok zor değil. Hem dinî hem ırkî olarak düşürebilirsiniz. Ülkeler bunu kendi çıkarları için yapabilir, önemli olan bizim ne tedbir aldığımızdır.


"TARİHİN ÖZNESİ Mİ NESNESİ Mİ OLAÇA?IZ? ?
Eğer birileri tarafından yönetileceksek veya tarihimize yön verilecekse o takdirde zaten bağımsızlığımızdan bahsetmemiz mümkün değil. Eğer tarihimizi biz yazacaksak, geçmişte olduğu gibi o zaman tarihimizi iyi öğrenmemiz gerekir. Bunu önceden belirlememiz lazım. Tarihin olduğu gibi anlatılması ve ortaya konulması gerekir."Tarihten hangi ölçüde korkmalıyız ya da korkmamalıyız. Yani tarihi olduğu gibi anlatabilmeli miyiz, ortaya kayabilmeli miyiz? Aslında tarih yapmak kolay. Tarihi yapıyoruz. Çünkü her anımız iyi ya da kötü tarihtir. Ama bu tarihi doğru yazıp yazamamak konusunda şüphelerimiz var. Eğer tarihi yazmaktan korkuyorsak, gerçekleri anlatmaktan korkuyorsak, o zaman birileri bu tarihi bizim adımıza farklı şekilde ortaya koyar.Biz tartışamıyorsak, bunları gerçekten ortaya koyamıyorsak, birileri bunu kullanır, hatta ve hatta birbirimize bile düşürebilir. Farklı unsurlar olduğumuzu söyleyebilirler."Türkiye'nin demografik yapısında, nüfus yapısında, nüfusla ilgili konularda Türkiye korkuyor."Konuşmaya korkuyor. İşte Kürt asıllı vatandaşlarımız var mıdır, yok mudur? Kimdir bunlar? Doğu Karadeniz Bölgesi, Rumlardan dönme müslümanlar mıdır değil midir? Bunları konuşmaya korkuyoruz. Niçin korkuyoruz? Aslında korkmamak gerekir."
Tarihin oyuncağı olmamak için Tarihimiz iyi bilmemiz gerekir.
Türkiye'de tarihi gerçeklerin ortaya konulması durumunda, bazı kesimlerin tepkilerinin doğduğunu biliyoruz.Biz hakikatı gerçekten hangi ölçüde arayacağız. Hakikati aradığımız ve onu bulduğumuz da, onu söylemeye cüret edebilecek miyiz? Bu cüret ettiğimizde bir takım medya grupları başta olmak üzere aydın dediğimiz insanlar liberal dediğimiz kesim tarafından birşeylerle suçlanıyoruz. Veya neden şimdi bunu söylediniz diye soruluyor. Bulduğunuz birşey ortaya konulur. Ortaya koyduğunuz şeyi tartışabilme kültürüne ve hoşgörüsüne sahip olmak zorundasınız. Aksi takdirde tarihin oyuncağı olursunuz. Birilerinin oyuncağı olursunuz. Birileri sizi kullanmaya kalkışır. Onun için tarih bilimi vardır." Tarih geçmiştir. Hayatımızın her anı tarihtir. Ama tarih dediğimiz şey onu doğru olarak ve objektif olarak araştırıp günümüze uygun olacak şekile getirmek, geleceğe yönelik bu kültürlerden faydalanarak plan ve programlarda kullanma sanatıdır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.