Suyun alternatifi yok

Follow @dusuncemektebi2

TRABZON - 2009 yılında İstanbul'da yapılacak olan 5. Dünya Su Forumu'na hazırlık amacıyla düzenlenen DSİ Bölgesel Su Toplantıları kapsamında DSİ 22. Bölge Müdürlüğünce organize edilen ''Taşkın, Heyelan ve Dere Yataklarının Korunması'' konferansı dün KTÜ Osman Turan kültür Merkezinde gerçekleştirildi. Burada konuşan Bakan Özak, suyun 10 yıl içinde petrolden daha değerli olacağını bildirdi.
Konferansın açılış törenine Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Özak, Trabzon Valisi Nuri Okutan, Bayburt Valisi Kerem Al, AK Parti Trabzon Milletvekili Cevdet Erdöl, DSİ Genel Müdür Yardımcısı Yusuf Balcı, belediye başkanları, ilgili kurumların yöneticileri ve akademisyenler katıldı.
ALTERNATÄ°FÄ° OLMAYAN TEK KAYNAK
Konferansta konuşma yapan Bakan Özak, Türkiye'de kullanılan suyun yalnızca Türk toplumuna değil tüm dünya insanlığına ait olduğunu dile getirirken, ''İnsanlığın varlığını devam ettirebilmesi, bir ölçüde su kaynaklarının doğal çevreyle uyum içerisinde korunmasına bağlıdır. Su, alternatifi olmayan bir kaynak. Dünya üzerinde nüfus artışı ve sanayileşme, her geçen gün su kullanımını gerektirmekte. Bir yandan su gereksinimi artarken diğer yandan su kaynaklarının kirletilmesi de artmakta. Bu bakımdan su kaynakları en değerli servetimiz. Belki 10 yıl sonra petrolden çok daha önemlisi su ve gıda olacak'' dedi.
GAP, BÃœYÃœK BÄ°R POTANSÄ°YEL
Türkiye'de enerji ve su kullanma anlamında çok güzel işler yapıldığının altını çizen Bakan Özak, şöyle konuştu: ''Sadece GAP'ta 5 yılda 12,5 milyar dolarlık bir yatırım yapacağız. Bunun kaynağı da hazır. Özellikle sulama konusunda çok hızlı gideceğiz. Çünkü GAP, bırakın Türkiye'yi, çok sayıda ülkeyi besleyebilecek büyük bir potansiyel. İçerisinde bulunduğumuz 21. yüzyılda ise bu rekabet enerji ve su kaynakları üzerinde yoğunlaşacak. Gün geçtikçe daha büyük bir sorun haline gelen su ve enerji teminindeki problemler, azalan su ve enerji kaynakları, günümüzde bu konunun önemini daha da artırmaktadır.''
Bakan Özak, insanlığın bugün önünde duran en önemli konunun, çevre dostu bir yaklaşımla, gelecek kuşakların ihtiyaçlarını da gözeterek ekonomik kalkınmayı ve doğal kaynaklardan herkesi adil biçimde yararlanmasını sağlayacak çevre yönetim sistemlerini oluşturmak olduğunu dile getirdi.