Sosyal Medya

Belediye seçimleri Rize'li için bir fırsattır

MHP Rize il başkanı Zeki Mayi ile 3 Kasım seçimlerinden sonra yaptığımız ilk röportajımızda, Ulusal olarak AK Parti iktidarını, başörtüsü yasasını, yerel olarak ta Rize?de 3 aydır devam eden sendikalar



 için bir fırsattır

MHP Rize il başkanı Zeki Mayi ile 3 Kasım seçimlerinden

sonra yaptığımız ilk röportajımızda, Ulusal olarak A

K Parti iktidarını, başörtüsü yasasını, yerel olarak ta

Rize?de 3 aydır devam eden sendikalar arasındaki mücadeleyi,

Rize belediyesinin istihdama yönelik icraatlarını ve önümüzdeki

belediye başkanlığı seçiminde MHP olarak iddialı olup olmadık-

larını sorduk.

Mayi, MHP olarak Rize bazında ülkenin içerisinde bulunduğu siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik meselelerden dolayı MHP?nin öne çıkacağı kanaatinde olduğunu ifade ederek, ?Bildiğiniz gibi Rize?de 19 bölgede seçime girilecek. MHP 19 tane il, ilçe, belde olmak üzere seçim bölgelerinin hazırlıklarını yapıyoruz. Öyle tahmin ediyorum ki, önümüzdeki seçim AK parti, CHP ve MHP arasında tüm Türkiye?de cereyan edecek seçim olacaktır. Diğer partideki arkadaşlar da bu üçgende kendilerine bir yer bulacaklar. Biz MHP olarak Rize bazında ülkenin içerisinde bulunduğu siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik meselelerden dolayı da bu süreçte MHP?nin biraz daha öne çıkacağı kanaatindeyim. Onun için Rize?nin 19 bölgesinde seçimlerde çok başarılı olacağımıza inanıyoruz. Bu noktada da bütün hazırlıklarımızı ülkücü kuruluşlarla birlikte tamamlamak üzereyiz. Allah nasip ederse 8?9. aylarda büyük bir bölümünü halledip hem kamuoyu karşısına çıkacağız? dedi.

Dilek ASLAN
Rize?de 55 yıldır örgütlenmiş bir sendika var. Yeni bir sendika Rize?ye gelerek ÇAYKUR? da örgütlenmeye çalışıyor. Bu iki sendika arasındaki mücadeleye nasıl bakıyorsunuz?

Canrize Haber?Biz bu mücadeleyi yakinen takip etmekteyiz. Ben işçi bir ailenin çocuğuyum. Bende Rize?de çay fabrikalarında 2000 yılına kadar işçilik yaptım. İşçi olduğum süre içerisinde sendikal mücadelede yerimi aldım. Sendikal mücadele içerisinde o gün Türk-İş?e bağlı Rize?deki Tek Gıda İş sendikasının mücadelesinde kendi çapımızda, arkadaş çevremizle birlikte bir zemin oluşturduk. Bu zemin içerisinde Tük İş?in eleştirdiğimiz yönleri de çok oldu. Sendikacılık anlamında buradaki sendika başkanlığı ve sendika yöneticiliği yapan arkadaşlarımın da eksiklerini gördük. Özellikle AK partisi iktidarı döneminde AK partinin sivil toplum kuruluşlarına baskısı sonucunda oradaki arkadaşların bize göre basiretsiz yöneticilik tavırlarıyla karşı karşıya kaldığımız dönemler oldu. Bu dönemlerden sonra Hak İş?e bağlı ÖzGıda İş?in Rize?de tabiri caizse bir operasyon başlattığını gördük. Bunu ilk olarak belediye başkanlığında gördük. Yakinen takip ettik. Belediye İş sendikasındaki görev yapan, özellikle oranın başkanlığını yapan sendikacının liyakatsız, başarısız, kapasitesiz birisi olmasına rağmen belediye İş sendikasında Hak İş?e bağlı olarak belediye başkanının tavrıyla işçilerin yönlendirilmesine tanık olduk. O günün şartlarında biz bunu o günkü durumda da arkadaşları uyararak, gerektiği şekilde bilgilendirerek doğru olmayacağını söyledik. Sonuç itibariyle belediye başkanının baskısına dayanamayan personel istifa ederek Hizmet iş sendikasına geçtiler. Hizmet İş?in başkanının bünyesindeki bir toplantıya tanık oldum. Toplantıdaki üslup şu; ?Biliyorsunuz belediye başkanımız bu işlere biraz fazla tepki veriyor. Biz zam istemeyelim. Sosyal haklarımızdan da mümkün mertebe vazgeçelim yoksa belediye başkanı bizi işten atar? diyen bir sendikanın başkanı işçisini böyle bir uyarıyla sendikal anlaşmaya getirmiştir. Dolayısıyla böyle tanıdığımız bir Hak İş?in bu gün Rize?de ÇAYKUR bünyesinde çalışan işçileri kendi bünyesinde toparlamak için ortaya koyduğu programı da bu çerçevede görüyorum. Yani yarın Allah korusun Rize?de ÇAYKUR? a bağlı 14 bin kusur işçinin Hak İş?e üye olması halinde hem merkezi hükümetin ÇAYKUR?u özelleştirmesinden tutun, işçinin sendikal haklarını gasp etmesine kadar giden bir süreç işleyecek. Sürecin oluşumunda Rize?deki Türk İş?e bağlı sendikalarında ciddi anlamda kusurları vardır. Özelikle bölge şubelerinin oluşturulmasıyla ilgili ortaya koydukları programın da tespitlerimize göre provokasyon olarak ortaya konulmuş olduğunu düşünüyorum. Şube seçimlerinin bu süreçte oluşturulması sanki bir program çerçevesinde yapıldı. İşçi kazanan ve kazanamayanlar noktasında ikiye bölündü. Ne hikmetse hak İş geldi kazanamayan insanlardan hiç hizmete bakmadan falan filan demeden karşı taraftaki sendikada yerini aldı. Sanki bu yukarda planlanmış, özellikle ÇAYKUR işçisi üzerinde böyle bir oyun oynanmış gibi bir hadise olarak görüyorum. Şu anda Rize?de gördüğümüz kadarıyla ÖzGıda İş başarılıda olamamıştır. Önümüzdeki kampanyada da 1800 işçi istifa etmiştir. 14 bin işçi içerisinde 1800 rakamı çok önemli bir rakamda değildir. Ama onlar mayıs ayı çay kampanyası açılana kadar bu işi takip edip, tahmin ediyorum mayıstan sonrada Rize?den çekip giderler. Onun için ben işçi arkadaşlarımı özellikle uyarıyorum. Yarın sizi sıkıntıya sokabilecek, geleciğinizi ipotek altına alabilecek bir karar içerisinde olmayın. Menfaatlerinizi hangi sendikada görüyorsanız ona göre hareket edin. Çünkü yarın sizi maceraya sürükleyebilecek sendikanın yanında da yer alma konusunda dikkat etmeleri gerektiğine inanıyorum?

Önümüzde belediye seçimleri var. MHP olarak bu seçimlerde iddialı mısınız?

?Bildiğiniz gibi Rize?de 19 bölgede seçime girilecek. MHP 19 tane il, ilçe, belde olmak üzere seçim bölgelerinin hazırlıklarını yapıyoruz. Öyle tahmin ediyorum ki, önümüzdeki seçim AK parti, CHP ve MHP arasında tüm Türkiye?de cereyan edecek seçim olacaktır. Diğer partideki arkadaşlar da bu üçgende kendilerine bir yer bulacaklar. Biz MHP olarak Rize bazında ülkenin içerisinde bulunduğu siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik meselelerden dolayı da bu süreçte MHP ?nin biraz daha öne çıkacağı kanaatindeyim. Onun için Rize?nin 19 bölgesinde seçimlerde çok başarılı olacağımıza inanıyoruz. Bu noktada da bütün hazırlıklarımızı ülkücü kuruluşlarla birlikte tamamlamak üzereyiz. Allah nasip ederse 8?9. aylarda büyük bir bölümünü halledip hem kamuoyu karşısına çıkacağız?

Milletvekilliği seçimlerinde adayınızı çok önceden belirlemiştiniz. Peki, Belediye başkanlığı seçiminde adayınızı belirlediniz, mi?

Canrize Haber?Tabi şu anda adayımız kafamızda belirlenmiş. Ama o günün şartlarıyla ilgili de program dahilinde ortaya koyacağız. Kim olacağı, nasıl olacağı konusunda bilgi vereceğiz. Dolayısıyla belediye konusunda da hazırlığımız var. Günün şartlarını da bir görelim. Bu aday Rize?nin insanı olacak. Rize?de yarın AK partinin karşısında bütün siyasi oluşumların oluşabileceği ve siyasi oluşumların toparlanabileceği bir siyasi oluşuma da çıkmak söz konusu olabilir. Bu noktada da hazırlığımız olacak. Nasip olursa onuncu aydan sonra netleştirmiş olacağız?

Başörtüsü yasası çıktı, Cumhurbaşkanınca da onandı ama Başörtüsü yasası çıktı, Cumhurbaşkanınca da onandı ama YÖK başkanının kararını Danıştay yok sayınca tekrar eski yasaklı zihniyet başladı. Rize üniversitesi rektörünün bir ifadesi var? siyaset aslında türbanı serbest bırakmak istemiyor, ama prim yapmak için böyle bir uygulama yaptı. İsteselerdi 17. maddedeki değişikliği yapar kimse de buna itiraz edemezdi? dedi. Siz bu konuda ne diyorsunuz?

?MHP öteden beri milliyetçi bir dünya görüşü üzerine kurulmuş bir siyasi hareket olması hasebiyle Türk-İslam ülküsünü kendisine şiar edinmiş bir siyasi harekettir. İslami Türklükle et ve kemik gibi bir bütün olarak gören bir siyasi harekettir. Hiçbir zamanda ne milliyetçilik ülküsünü ya da İslam ülküsünü istismar etmeyi düşünmemiş bir siyasi harekettir. Siyasi tarihine de bakıldığı zaman bunlar apaçık ortadadır. Başörtüsü konusunda da öteden beri MHP tavırlı davranmıştır. Bundan önceki 99 seçimlerinde başörtüsü sorununu çözme konusunda iddialı bir siyasi hareket olarak Türk toplumunun önüne çıkmıştır. Ama o günkü seçmenimiz Türkiye?yi koalisyonlar ülkesi, koalisyonlar iktidarı şeklinde yorumlayınca MHP?de 127 milletvekiliyle iktidarın ikinci ortağı olarak görev almıştır. Dolayısıyla 127 milletvekiliyle özellikle başörtü sorununu çözme noktasında çok gayreti olmasına rağmen o günkü siyasi iradenin uzlaşamaması, asgari müşterek oluşturup gereğini ortaya koyamaması sonucunda başörtü sorununu çözememiştir. Ama hep ideallerinde, dünya görüşlerinde başörtüsü meselesinin çözülmesiyle ilgili de ortaya şöyle bir üslup koymuştur. O zamanın refah partisi ?siz bu işi kurcalamayın. Biz bunun MHP olarak o günkü CHP ile o günkü DSP ile o günkü Anavatan partisiyle ve hatta o günkü Doğru yol partisiyle çözeriz. Siz refah Partisi olarak, o gelenekten gelen siyasi hareket olarak siz bu konuyu istismar ediyorsunuz. Bu konudan siyasi rant sağlıyorsunuz. Siz bu işi kurcalamayın demiştik ? Dolayısıyla o gün Türk milleti bize 127 Milletvekili verdi bizi iktidara getirdi. Bu millet 127 Milletvekilinden ve bizden daha sonraki seçimde hesap sordu. 550 milletvekilinin yapabileceği kararı o gün bize sordu?neden 127 milletvekiliyle yapmadınız? Bizde bedelini sandıkta ödedik. 3 Kasım seçimlerinden sonra ortaya çıkan AK parti başörtüsü diye diye iktidara geldi. 5 yıl içerisinde başörtüsünün ?B? harfini bile gündeme getirmedi. Hep popülist politikalarla insanların duygularını istismar ederek, siyasi rant kavgası haline soktu. MHP bu mecliste 22 Temmuz seçimlerinden sonra mecliste 70 Milletvekiliyle geldikten sonra başörtü meselesini bir önergeyle mecliste gündeme taşıdı. ?siz başörtüsü konusunda milletin mağduriyetine mi inanıyorsunuz. Gelin ozaman başörtüsü konusunu çözelim?dedik. Ama başbakan çıktı ispanya?dan çok sivri açıklamalar yaptı. Şimdi ben söylüyorum. Bu toplumda CHP lisiyle, TKP lisiyle hep beraber yaşıyoruz. Başörtüsü konusu toplumsal bir meseldir. Zeki?nin, Ahmet?in ferdi meselesi değildir. Toplumsal bir meselede toplumsal bir uzlaşmayı sağlayacak olanda iktidar partisidir. İktidar partisi başörtü konusunda meydan okuya okuya, saldıra, saldıra, bağıra bağıra geldiğinden dolayı toplumu iki kutuplu hale getirip başörtüsü konusunda her zaman geçmişte de yaptı. Oy istismarcılığını bu seçimde de yapıp başörtüsü konusundaki niyetini ortaya koymuştur. MHP burada kendine 70 Milletvekiline düşen görevini tamamlamıştır. Mecliste kararı çıkartmışlardır. Başbakanında bu üslubundan vazgeçerek toplumun diğer kesimleriyle en azından asgari noktada buluşmayı denemsi lazım. Bunları fırsat bilen şer odakları da başörtüsü konusunda bir bardak suda fırtınalar kopartabilecek ve insanların değerleriyle çatışan söylemler ortaya koyuyorlar. ?

Başörtüsü yasası kamusal alan dada geçerli olması gerekmez miydi sizce?

Canrize Haber?Ülke laik bir çerçevede ise bu noktada bu meseleyi hizmet alanına hizmet veren noktasında sağlıklı bir şekilde değerlendirmek lazım. Çünkü Türk toplumunda bu gün üniversitelerimizde her yıl binlerce insanımız mezun oluyor. Bu binlerce insanımızın mezuniyetinin sonunda resmi dairelere bunların yüzleri giriyor. 900?1000 leri dışarılarda kalıyor. Asıl ana mesele hizmet veren noktasında ayrısınız. Üniversitede en azından kızlarımızın sağlıklı bir şekilde okumalarını sağlasın. Sosyal hayata atılması gerektiği zamanda değerlendirmesini o zaman kendine bırakırsınız. Ama en azından eğitim hakkından mahrum etmemiş olursunuz. Rusya?dan buraya Manavından, kasabından her türlü insan geldi. Bu insanların her biri bir üniversite mezunu. Yani araba yıkayıcısı da üniversite mezunu, fizikçisi de üniversite mezunu. Dolaysıyla insanların eğitim haklarını verirsiniz ondan sonraki sosyal hayatlarında kendi tercihlerini kendileri yapsınlar. MHP bu konuda gerçekten Türk milletinin mevcut sistem içerisinde en iyi çözüm önerisini ortaya koyup bu sonucu almıştır?

Meclis başkanı Sayın Toptan ve ardından Gül DTP? yi terör örgütü olarak kabul etti. Ama sayın başbakan ?ben terör örgütü olarak kabul etmiyorum? dedi. Bu bir danışıklı dövüş mü?

?Sayın Başbakanın bu ikinci dönemi. Birinci dönemini de yakinen takip ettik. Başbakan kendisiyle sürekli çatışan, kavram kargaşası yaşayan ruh hali içerisinde. Başbakana bakıyorsunuz, çıkıp Türkiye?de demokratik cumhuriyetten bahsediyor. Türkiye?de ?Kürt sorunu? var diyor. Aynı başbakan çıkıyor diyor ki,? biz milliyetçi ve muhafazakâr bir partiyiz? diyor. Demokratik cumhuriyetten bahseden, Türkiye?de Kürt sorunu var diyen bir başbakan bir hafta ya da bir ay sonra Milliyetçi muhafazakâr partiyiz üslubunu neye göre kullanıyor. Dolayısıyla başbakan böyle bir ruh hali içerisinde. Türkiye?nin dışa bağımlılığını bize göre arttırıyor. Yani siyasi iktidarının kendi hizmetiyle eşit orantılıdır deyip te yarının geleceğinde AK Partiyi Türk milletine hizmet eden bir parti noktasında gösterme gayretleri var. Bende diyorum ki, bu günkü iktidar Emperyalist ülkelerin onlara çizdiği sınır çerçevesinde hareket ettiklerinden dolayı iktidarlarını koruyorlar. Yani birisi İsrail?e mesaj veriyor. Birisi Amerika?ya mesaj veriyor, bir başkası da diyor ki, bu arada halk var halkı unutmayalım. Oraya da bir mesaj verelim. Üç tanesi oturuyor bir saç ayak oluşturuyor. Benim anladığım en son bunların daha önceden Milli görüş geleneğinden geldiği için ömürleri Amerikan emperyalizmiyle özelikle İsrail ve Yahudi lobileriyle müthiş bir düşmanlıkları söz konusuydu. Ama şu anda anlıyorum ki, bunlar Amerika ve İsrail lobileriyle bunlar kalpten bağlı. Böyle bir siyasi anlayış içerisinde olduklarından dolayı, ortaya koymuş oldukları siyasi politikaları da hep danışıklı dövüş ederek kendi siyasi istikballerini geleceğe taşımanın gayreti içerisindeler. Millet de bunu inşallah önümüzdeki süreçte çok daha yakinen 10?11. aylarda çok daha yakından görecektir?

Türkiye son 20 yıldır Rize?li başbakanlarla yönetiliyor. Son beş yılda işsizlik Türkiye?de devlet istatistikleri rakamlarına göre yüzde 9 oranında artmıştır. Siz Rize?ye istihdama yönelik neler yapılması gerektiğini, iktidarın neden yapmadığını açıklayabilir misiniz?

?Rize?deki özellikle siyasi yapılanma içerisinde son 20 senesini de hatırlıyorum. Rize başbakanlar şehri olmaktan öteden beri övünmüştür. Rize önce mesut Yılmaz sürecini yaşamış, son beş yıldır da Tayyib Erdoğan sürecini yaşıyor. Bu süre içerisinde Türkiye?yi Rize ile mukayese etme imkânımız oldu. Ben muhtelif yerleri gezen, ziyaret eden bir insanım. Güneydoğudaki vatandaşın Rize?deki vatandaşla sosyal, ekonomik, refah seviyesini mukayese ettik. Güneydoğu insanı Rize?linin sosyal refah seviyesinden çok daha üstün imkânlara sahip. Rize?nin başbakan olması dezavantajı oldu. Rize?li, siyasi tasnifini başbakanın parmağına göre değerlendirdiği için böyle bir durumla karşı karşıya kalmış. Mesela Rize?de öteden beri konuşulan bütün siyasi oluşumların, bütün sivil toplum kuruluşlarının ağzında dolanan bir Ovit projesi vardı. Ne hikmetse iki başbakan neredeyse çürüttük ama Ovit- İspir yolunu hayata geçiremedik. Ovit- İspir yolunun hayata geçirilmesi demek, Rize?nin işsizlik istihdamının ve göçünün engellenmesi demektir. Onun yan tarafında Rize?nin barınağı olan, liman diye adı geçen yer liman olarak harekete geçirilip orada da bir istihdam sağlanması yönünde sağlıklı bir sonuç ortaya çıkacaktır. Tersane kurulma hadisesi burada Rize?nin gündemine gelmiştir. Ama AK Parti tarafından önemsenmemiştir. Şimdi Sürmene?de küçük bir tersane ve Samsun?da kuruluyor. Tersane kurmak başbakanlar için zor bir şey de değildir. İki basit kararla bu işleri yapabilirler?

Bu soruya bağlı olarak Rize belediyesinin iktidar partisinin belediyesi olması hasebiyle istihdama yönelik çalışmaları var mı?

?Bunun gibi üç beş tane proje sayıp Rize?nin istihdam sorununu çözebilmeleri gerekirken ne hikmetse bugün benim gördüğüm, belediyede de aynı. Bakıyorum sokağa Rize?de merkezi hükümete bağlı bir belediye var. Seçmene ?biz iktidar partisinin belediyesiyiz, ona göre oylarınızı verin ?dediler ama bende şimdi bakıyorum. Rize?nin çocuğuyum. Burada büyüdüm, burada yaşıyorum. Ne değişti beş yılda? Üç beş tane asfalt değişti. Belediyenin bütün mülkleri satıldı. Hızır Hop döneminde adam bir tane simidini satmadı. Satmışsa da önemsiz mecbur kaldığı yerler. Dolayısıyla bunlar belediyenin yerlerini sattılar. Hizmet noktasında bir tane hizmet göremiyorum. Geçen başkanı gördüm dedim ki, ?Şu sahile bir sosyal tesisi koysaydınız?? Millet şikâyet ediyor? dedi. Şâhısa olursa elbette şikâyet eder. Yüzme havuzlu, spor tesisi olan bir tesisi koyun Rize?nin çocukları sağa sola gitmesin. Yani bunun gibi Rize?nin geleceğine yönelik bir hizmette göremedik. Ne merkezi hükümetten ne de belediyeden. Rize?de yaşayan bütün herkes önümüzdeki süreçte bunları göz ardı etmeyecektir diye düşünüyorum. Rize kendi aldığı vergiyle kendi yetinen bir il. Ama yanı başımızdaki Trabzon kendi aldığı verginin on kat fazlasını merkezi hükümetten alıyor. Onun için önümüzdeki belediye seçimlerini Rize?li iyi değerlendirmesi lazımdır?

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.